
Son zamanlarda hep aynı duyguların içinde dönüp durduğumu fark ettim. Hayat sanki sürekli bir şeyleri elimden alıyor ve yerine yenisini koymadan önce uzun bir sessizlik bırakıyor gibi… Başta bu sessizliği “kayıp” zannediyordum ama şimdi anlıyorum ki aslında “yeniden doğuş”un ta kendisiymiş. Çünkü bazen hayat, bizi büyütmenin başka bir yolunu bulamıyor.
Bir süredir çevremdeki herkesin bir değişim, bir arayış içinde olduğunu görüyorum. Kimisi yeni bir işe başlamış ama iç huzuru yok, kimisi hâlâ eski bir acının gölgesinde yaşıyor. Hepimiz farklı hikâyelerin içindeyiz ama ortak bir duygumuz var: Artık eskisi gibi hissetmiyoruz.
Ve belki de bu, kötü bir şey değil…

Dönüşüm bazen bir deprem gibi gelir; bir günde bütün düzeni altüst eder. Ama yıkımın ardından kalan boşluk aslında bize kendimizi yeniden inşa etme alanı bırakır. O yüzden artık bir şeyler bittiğinde “Neden ben?” dememeye çalışıyor, anlamaya odaklanıyorum. Çünkü bu durumun bir sonu yok. Hayat bazen üst üste sınavlar verir; bazen de hiçbir şey yapmadan sadece durmayı öğretir.
Ve “durmak” da bir eylemdir aslında: nefes almak, kabullenmek, sabırla beklemek… Bunlar da dönüşümün sessiz taraflarıdır.
Eskiden zor zamanlarda hep bir şeyler “yapmak” isterdim; insanlara yardım etmek, konuşmak, bir şeyler paylaşmak… Sanırdım ki birinin derdini dinleyince, bir söz söyleyince, bir güzellik yapınca her şey düzelir. Ama şimdi fark ediyorum ki bazen sadece iyi bir enerji taşımak da yeterliymiş. Çünkü içimizde ne varsa, onu yayıyoruz etrafa.
İçinde huzur olan bir insan, farkında olmadan başkalarına da huzur veriyor.
Ama bir de şöyle bir şey var: Sen ne kadar çabalarsan çabala, karşındaki insan değişmeye niyetli değilse, hiçbir şey değişmiyor. İyiliği anlatmakla, güzelliği göstermekle olmuyor bazen… Eğer insan kendi içinde farkındalığa uyanmamışsa, ne desen, ne yapsan boş. Zorla kimseyi mutlu edemiyorsun; istemeyene ışık tutamıyorsun.
Bu yüzden artık “iyileşmek” kelimesini ne kendim için ne de başkaları için kullanıyorum. Çünkü fark ettim ki, insan bazen ne kadar iyi niyetli olursa olsun, herkesi iyileştiremez. Herkesi mutlu da edemez. Kimi kendi karanlığını seçiyor, kimi de oradan çıkmaya hazır değil.
Ben artık sadece kendi dengemi korumaya çalışıyorum. Enerjimi temiz tutmak değil, kirlenmesine izin vermemek diyelim…

Her sabah biraz daha sadeleşmeyi, biraz daha kabullenmeyi, biraz daha şükretmeyi öğreniyorum. Eskisi kadar büyük hayallerim yok belki, ama daha gerçek ve daha kalpten isteklerim var.
Artık mutluluğu büyük şeylerde değil; bir dost sohbetinde, sıcak bir kahvede, sessiz bir akşamda buluyorum.
Ve biliyorum…
Her birimiz, kendi zamanımızda ve kendi yolumuzda yeniden doğacağız.
Küllerimizden değil, sevgimizden.
A. Melis GENCE
Instagram: @melispurelife
Mail: a.melisgence@gmail.com


