Değerli Okurlarım,
Bugünkü yazımızın konusu asıl branşım olan Reenkarnasyon Astrolojisi üzerine olacaktır. Öncelikli olarak belirtmeliyim ki amacım Reenkarnasyon var veya yok fikrini ispat etmeye çalışmak değildir.
Geçmişten günümüze dünyadaki ölüm ve yaşam döngüsünü düşünmeliyiz. Her şey, bir şeye dönüşür. Bizler dünyanın reenkarne olma haline şahitlik ediyoruz.
Dünya annemiz kendinden kendini doğuruyor. Bizlerde insan türü olarak onun bu döngüsüne katkı sağlıyoruz.
Şunu belirtmeliyim ki reenkarnasyon ifadesi zannedildiği gibi ruhun bedenden bedene göç etmesi değildir.
Antik dönemlerde filozoflar doğum ölüm döngüsünü çok iyi kavramışlar ve episteme, dogma kavramları ile açıklamaya çalışmışlardır.
Aslında ruhumuz milyarca yıllık bir veri sunuyor ve o veriyi üst âlemlerden yeryüzü âlemine indiriyor. Müthiş bir transfer işlemi… Bunu yaparken de doğum ölüm döngüsünü ve insan bedenini kullanıyor. Yani aslında bizler bedenimizle bir yaşama doğduğumuzda ölüm deneyimimize kadar bilgi transferinde bulunuyoruz. Bunu her anımızda yapıyoruz. Her an yeni olasılıklar yaratıp yeni bilgi alanları oluşturuyor o bilgi ağı ile iletişime geçiyoruz. Aklınıza şu soru gelecek; herkes mi? Evet, insan bedeninde doğan herkes bir bilgi ağı içerisinde görevini yapıyor. Ne tür bir amaç ile bilgi aktarımı yaptığını astrolojik doğum haritasından bulabiliyoruz.
Tabi ki de, bu sistemin ilerleyişi için böyle bir sisteme ihtiyaç vardı. Doğum ve ölüm birbirine tabii olan iki yasadır.
HER DOĞAN ÖLÜR. HER ÖLEN DOĞAR.
Var oluşumuz kendi ruhumuzun evrimi ve bu sistemin ilerlemesi için kutsanması gereken bir temadır.
Zannedildiği üzere aynı ruh tekrar tekrar bedenlenmiyor. Bizler ruhumuzun farklı katmanları arasında canlı olma deneyimini taşıyan yaşamlarımızın içine doğabiliyoruz. Henüz daha bedenlenmediğimiz yaşamlarımız var.
Reenkarnasyon; doğum ve ölüm döngüsünün genel adıdır.
Hiç düşündünüz mü bu yaşamımızdaki her eylem aslında başka bir senaryoda yeni bir yaşam doğuruyor. 😊
Yani kararlarımız ve harekete geçme şeklimiz bir başka hayatta nasıl bir zamana doğacağımızı belirliyor.
Örneğin; Karma Yasası bize der ki:
“Ne ekersen onu biçersin.”
Davranışlarımız bir sonraki yeni koşulları yaratıyor. Yeni yaşamda zaman bizi destekleyecek mi? İçine doğduğum yüzyıl nasıl bir yüzyıl olacak? Savaş, kıtlık, açlık veya her şey mükemmelde olabilir. İşte bizler aslında eylemlerimizin bizi götürdüğü sonuca doğarız.
Tıpkı şu anki hayatınız gibi bu yüzyılda doğmayı bir önceki yaşamınızdaki eylemleriniz ile yazdınız. Kader ve karma bize aittir.
Bizler yaşamlarımız boyunca geçmiş dediğimiz deneyimlenen yaşamların hatıraları ile bağlantıdayızdır. Yaşamdaki bağlantısızlık, kopukluk veya olası arızalı olan her şey karmadaki kısa devrelerden dolayıdır.
Her andaki geçmiş ile sürekli olarak bağlantıdayızdır. Bizler geçmişi deneyimleriz atalarımız mirası tamamen budur. Yatay zaman dediğimiz hayvan zamanını deneyimleriz. Ve ilkel tarafımız her an karma döngüsünde tetiktedir.
Pek tabi ki yaşamlar boyunca yazdığımız kaderi de değiştirebiliriz. Yaratıyorsan değiştirecek iradende var demektir.
“Cehennemin kapısını açan, kapatırmış.”
Reenkarnasyon Astrolojisi danışmanlığı ve iletişim için bana yazabilirsiniz
Whatsapp +905324254326
Oğuzhan ASLANKURT
