Pazar, Kasım 24, 2024

info@arttmodernmiami.com

Bir İstanbullu Anlatıyor; İstanbul’da Gezilmesi Gereken 20 Yer

-

|

İstanbul’a gelindiğinde mutlaka yapılması gereken gezi planı yaptım bu yazımda… Sebebi bana yıllardır İstanbul’un güzel yerlerinin sorulması ve gidilecek yerler hakkında konuşmamızdı. Çok gezen de vardı Türkiye’yi, hiç gitmeyende… Ama genelde insanlar İstanbul’u görmüş ve bir şekilde bilgi sahibiydi. Boston’da da yaşadım bu böyle, New York’ta da, Miami’de de…  Amaaaaa !!! Burada bir -ama” diyorum çünkü herkes İstanbul’u gezebilir ama zamanı kaliteli değerlendirmek deseniz, orada bir durun bakalım… Bir İstanbulluyu dinlemelisiniz…

Eski bir İstanbullu olarak, İstanbul’un tarihi yerleri bir İstanbullunun gözünden sizlerle buluşturmaya karar verdim bu yazımda…

İstanbul’u ayrıntılı gezmek istiyorsanız, en az 10 gün ayırmalısınız. Altta sıraladığım her gezi noktası; en az yarım gününüzü ve belki de tam gününüzü alacak ama günü bitirdiğinizde buna değdiğini göreceksiniz. Kesinlikle söyleyebilirim ki, artık siz eski siz olmayacaksınız. Farklı dünyalara ve zamanlara gitmek istiyorsanız beni takip edin! Bugün İstanbul rehberiniz benim…

1.Bonusumuz “Boğaz Köprülerimiz” ile İstanbul’a hoş geldiniz!

Asya ve Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan 3 köprü ile dünyada bir tek İstanbul, gece ışıkları ile ayrı bir ihtişama sahip.  Amerika’nın hayran olduğu Türk dizilerinde bol bol görebilirsiniz.

Eski İstanbul gezilmeli mutlaka! İstikamet Avrupa yakasında yer alan Sultanahmet… Böyle bir geziye erken başlayıp Four Season Otel Sultanahmet’te kahvaltı ederek başlamanızı öneriyorum. Çok klas bir başlangıç olacak bana güvenin. İstanbul’da İtalyan havasını hissederek oldukça güzel bir başlangıç gün için, sonrasında Osmanlı İmparatorluğu ve Bizans İmparatorluğu, Cenevizliler arasında gidip geleceğiz çünkü…

Sultanahmet meydanında yer alan Ayasofya, Sultan Ahmet Camii, Yerebatan Sarnıcı, Blue Mosque, Topkapı Sarayı, Kapalı Çarşı aynı mevkii de yer alıyor. En az 3 gününüzü bu bölgeye ayırmalısınız. Çünkü her biri ayrı bir dünya, yazdığımda anlayacaksınız.

2. Ayasofya Müzesi; Sultanahmet’te yer alıyor. Muhteşem renkleri ve zamana meydan okuyan heybetiyle ziyaretçilerini bekliyor. Son zamanlarda müze -cami arası mekik dokumakla birlikte turistler için tekrar müze olarak kullanılmaya başlanmış.  Mutlaka Gidiniz!

Ayasofya yani Hagia Sophia kelime anlamı olarak kutsal bilgelik, ilahi bilgelik demek. “Hagia” yani “Aya” sözcüğü kutsal, “Sophia” yani “Sofya” sözcüğü de Eski Yunancada bilgelik anlamına gelen “sophos” sözcüğünden geliyor. Kutsal bilgelik de Ortodoksluk’ta, Tanrı’nın üç niteliğinden biri sayılıyor.

Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından, 532-537 yılları arasında İstanbul’un tarihî yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilmiş bazilika planlı bir patrik katedrali olmuştur. 1453 yılında İstanbul’un Osmanlılar tarafından fethedilmesinden sonra II. Mehmed tarafından camiye dönüştürülmüştür. (Vikipedi)

Photograph: Johannes Moths

3. Topkapı Sarayı; söylemeye gerek var mı mutlaka gidilmeli! Osmanlı İmparatorluğu’nun kalbinin attığı yere gidip, özellikle “Harem” bölümünü görmelisiniz. Sadece kadınların yaşadığı bir dünya… Uzun zaman önce orada yaşamış dünyanın en güzel kadınlarının belki de fısıltılarını duyabilirsiniz.  Acıları, mutlulukları, yalnızlıkları, entrikaları duvarlarına sinmiş bir parfüm gibi adeta… Büyük sırların ipek duvarlara gizlendiği Harem beni çok etkilemiştir her zaman.

4. Yerebatan Sarnıcı: Yerebatan Sarnıcı İstanbul’da şehrin su ihtiyacını karşılamak üzere 526-527 senelerinde yaptırılmış kapalı su sarnıcı. Ayasofya’nın güneybatısında, Soğukçeşme Sokağı’ndadır. Suyun içinden yükselen pek çok mermer sütun nedeniyle halk arasında Yerebatan Sarayı olarak isimlendirilmektedir. (Vikipedi)

En son 2022 yazında gezdim, inanın büyüleyici idi. Medusa heykelini de göreceğiniz sarnıçta ayrıca güncel heykel sergilerinden çok etkileneceksiniz.

Neden Medusa heykeli var derseniz; Medusa, talihsizliklerin kadını ve pes etmeyen bir savaş hikâyesi olduğu için sembolün kullanım alanı da genişliyor.

Medusa yılanbaşlı bir kadın. Medusa’ya dair efsanelerin en ünlüsü ise Medusa’nın bir kıskançlığa kurban gittiği yönünde. Zaten güzel kadınların kaderinde vardır bu, ben bile sayabilirim size kıskançlık öykülerini.

Neyse; Efsaneye göre Medusa siyah gözlü, uzun saçlı çok güzel bir kadınmış ve Zeus’un oğlu olan yarı tanrı Perseus ile aşk yaşıyormuş. Perseus’a âşık olan Athena kıskançlıktan Medusa’nın güzelliğini elinden almış, saçlarını da yılana çevirmiş. Bu lanetten sonra Medusa’ya bakmaya cesaret eden her erkek taşa dönüşüyormuş. Perseus daha sonra Medusa’nın başını keserek onun gücüyle birçok düşmanı yenmiş. Diğer efsaneye göre ise üç kardeşten biri olan Medusa, kendisine bakanları taşa çevirme gücüne sahipmiş. İşte bu koruyucu özelliği nedeniyle, Medusa’nın başı Antik Yunan’dan beri önemli yerleri korumak için kullanılıyormuş.

Ağlayan Sütun (Gözyaşı Sütunu): Dalları budanmış bir ağaç gövdesini andıran ve üzerinde tavus gözü denilen motiflerin olduğu Ağlayan Sütun diğer sütunların aksine ıslak görünüyor ve bu sütunun da Medusa Başlı sütunda olduğu gibi efsaneleri var. Efsaneye göre sütunun üzerindeki bu motifler, Yerebatan Sarnıcı’nın yapım aşamasında çalışan kölelerin çektikleri eziyetlerin bir temsiliymiş. Sütun, sarnıcın orta yerinde bulunuyor. Gövdesindeki deliğe parmağını sokanların dileklerinin gerçekleşeceğine dair de bir halk inancı var. Bu nedenle bu sütuna “dilek sütunu” da deniyor.

Bizans imparatoru I. Justinianus tarafından yaptırılan sarnıç, şehrin birinci ve ikinci tepeleri arasındaki bölgelerin su ihtiyacını karşılayan Hadrianus suyollarına bağlanmış daha sonraları… İstanbul’un Osmanlılar tarafından fethinden sonra Sarayburnu ve Bahçe Kapısı civarına su dağıtım merkezi olarak hizmet sunmuş.

Günümüzde müze ve etkinlik mekânı olarak kullanılır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Kültür A.Ş. tarafından işletilmektedir.

Bugünlerde müzeyi ziyaret ederseniz, “Daha Derine” isimli sergiyi de görebiliyorsunuz. Ali Abayoğlu, Yasemin Aslan Bakiri, Berkay Buğdan, Malik Bulut, Aslı İrhan, Jennifer Steinkamp, Güneş Terkol, Muzaffer Tuncer ve Ozan Ünal’ın yapıtları var.

Popüler kültürdeki yeri ve bendeki yeri J

Sarnıç, Dan Brown’un 2013’te yayınlanan “Cehennem” adlı gerilim ve gizem romanına konu olmuştur. Roman, 2016 yılında filme uyarlandı. Tom Hanks’in başrolde oynadığı filmde Yerebatan Sarnıcı bölümleri için Budapeşte’deki film platosunda sarnıcın birebir kopyası yapılmış ve sarnıcın tarihi dokusuna zarar vermemek için çekimler orada yapılmıştır.

Ben gezdiğimde ise, ışıklandırma, ambiyans ve sütunlar ve heykellerin de etkisiyle çok gizemli hissettim kendimi, mutlaka görmelisiniz…

5. Kapalı Çarşı (Grand Bazaar); Çocukluğumun en şahane ve gizemli yeri, bende çok ayrı bir yeri vardır. Hala her gittiğimde, ananesinin elini tutarak etrafı büyülenerek gezen o çocuk gibi hissederim kendimi ☺ (Canım ananem seni çok özledim…)

Nuruosmaniye Kapısı’ndan girmenizi özellikle tavsiye ediyorum. Ben her zaman bu kapıyı tercih ediyorum. Her türlü derici, takıcı, baharatçı ve tasarımcıların ürünlerini görmek istiyorsanız buyurun Kapalıçarşı’ya J Türk kahvesini, Tarihi Osmanlı Kahvehanesinde içmelisiniz özellikle J Bin bir çeşit baharatçıların kokusu, bin bir Gece Masallarından çıkmışçasına lambalar, ipek dokumalarla aradığınız veya aramadığınız her şeyi bulabilirsiniz. Hakkıyla gezmek için, bir gün sürebilir geziniz benden söylemesi J

6. Boğazda rakı -balık; Evetttt, Sultanahmet’i bitirdiniz, akşam oldu ne yapacaksınız? Uyumak yok J

Şimdi geldik İstanbul’un olmazsa olmaz durağına… Akşam boğazda rakı-balık yapacağız…

Bir İstanbullu, İstanbul’un en güzel, en kuytu, en heybetli rakı-balık restoranlarını bilir. Ben size en favori noktalardan bir iki adres vereceğim. Siz bütçenize göre bu semtlerden seçim yapabilirsiniz. Avrupa yakasında Arnavutköy, sahil şeridinde muhteşem yalılarda bulunan rakı-balık restoranlarını rahatlıkla seçebilirsiniz ve boğazın muhteşem ışıkları altında mezeleriniz, taze balığınızı ve rakınızla muhteşem bir gece geçireceğinize emin olabilirsiniz.  Mezeleri mutlaka isteyin! Giderseniz, beni de anın olur mu? Cherrrsss

Anadolu Yakasında ise Çengelköy- Anadolu Kavağı hattında, birbirinden kaliteli rakı -balık restoranları bulabilirsiniz.

7. Vapurda simit-ekmek yiyip, simitten martılara atarken iyot kokusunu içinize çekin lütfen, zira milyonlarca İstanbullu her zaman bunu yapmıştır J

8. Dolmabahçe Sarayı, mutlaka görülmeli! Ülkemizin kurucusu Ulu Önder Atatürk’ün gözlerini kapadığı yer ama öncesinde son Osmanlı padişahı Vahdettin’in yaşadığı saray imiş. Ben de ihtişamı ve hüznü barındırır belki de bu sebeplerle…

Photograph: Johannes Moths

9.Günbatımında boğaz turu, mutlaka yapınız! J Her türlü gezi turlarına katılabilirsiniz.

10.Arnavutköy-Kuruçeşme-Bebek’de yürüyerek yalıları izlemek, fotoğraf çekmek ve Bebek’te cool bir drink almak veya canınız ne isterse, ambiyansa ve modunuza göre karar verebilirsiniz, her duruma uygun olduğunu göreceksiniz.

11. Modern Sanatlar Müzesi’ni gezmek.

12. Fener Rum Patrikhanesi: Bizans İmparatorluğu’nun başkentinde bulunması ve günümüzde de Ortodoks kiliselerinin çoğunun ana kilisesi olması nedeniyle Ortodoksluk mezhebinde özel bir yeri vardır. Ekümenik patrik, diğer doğu Ortodoks piskoposları arasında eşitler arasında birinci unvanını taşır ve Katolik Kilisesi’nin aksine, tamamıyla özerk olan otosefal kiliselere müdahale etmez. Buna rağmen dünyadaki yaklaşık 300 milyon Ortodoks Hristiyan’ın temsilcisi ve dini lideri olarak kabul edilir. (Vikipedi)

13. Balat- Fener turu mutlaka yapılmalı! gezilmeli ve gidenler bilir; İtalya/ Napoli’nin kardeş caddeleri adeta…

14. Adalar; ve özellikle Büyükada mutlaka gidilmeli ve mümkünse en az bir gece kalın. Adayı yürüyerek gezin ve adalıların rahat cool tarzını gözlemleyin, muhteşem yalılar sizi büyüleyecek.

15. Bağdat Caddesi, Anadolu yakasının en nezih caddesi Kadıköy semtindedir. Suadiye, Erenköy, Caddebostan, Göztepe, Çiftehavuzlar gibi İstanbul’un en nezih ve elit semtlerini barındıran Bağdat Caddesi, geniş kaldırımları, dünyaca ünlü markaların mağazaları, lüks arabalar, modern ve bol seçenekli kafe, restoran yelpazesiyle her zaman bir cazibe merkezi olmuştur. Avrupa’nın en iyi ve şık alışveriş caddesi olarak ilk 5’te yer almıştır.

16. Nişantaşı, yürüyerek alışveriş yapabileceğiniz, şık İstanbulluların görebileceğiniz nadide bir semt. Binaların ihtişamı, her köşe başında bulunan simitçileri ve Teşvikiye Camii semtin adeta simgeleridir. Alışveriş, şık bir lunch için mutlaka öneririm. Mutlaka bir Türk celebrity’yi görürsünüz. Zira mutlaka birinin modacısı oradadır.

17. Harbiye Cemil Topuzlu sahnesinde konser izlemek, muhteşemdir. Daha önceki bir yazımda yazmıştım. Linkini bırakıyorum, bir zahmet oradan okuyun, tekrar yazmayayım J

18. İstiklal Caddesi / Taksim ve Tünel’i bir kere gezmeyen, bizden değildir J Barselona, Madrid meydanlarına çok benzetirim her zaman.

19. Kız kulesi; İşte hiçbir yerde bulamayacağınız bir ayrıntı daha… Hepimiz “Kız Kulesine” kapatılan prensesin öyküsüyle büyüdük. Ölümden kaçamayan, zehirli bir yılanın sokmasıyla “Kız Kulesi” nde ölen güzel prenses.

Efsaneye göre; Bir falcı tarafından kızının yılan sokması nedeniyle öleceği hakkında uyarılan kral, kızını koruyabilmek adına Salacak açıklarındaki kayalıklar üzerine kız kulesini inşa ettirir ve kızını bu kuleye yerleştirir. Kral kızına belli vakitlerde sepet içerisinde çeşitli yiyecekler gönderir ve bir gün meyve sepetinin içine gizlenen yılan kralın kızını zehirleyerek ölmesine neden olur.

Diğer bir efsane ise Osmanlı kahramanı Battal Gazi hakkındadır. Şehrin karşısına konuşlanan Battal Gazi’yi gören Bizans Tekfuru telaşlanır ve hazineleri ile kızını bu kuleye saklar. Fakat kuleyi ele geçiren Battal Gazi hem hazineleri hem de prensesi alır ve atıyla Üsküdar’ı aşarak yoluna devam eder.

“Atı alan Üsküdar’ı” geçti deyiminin kaynağının bu olay olduğu rivayet edilmektedir.

20. Galata Kulesi: Tarihi 13.yy da Cenevizliler tarafından kurulmuştur ve Bizanslılar, Osmanlılar, Türkiye tarihi içinde çok önemli simgesel bir yapıya dönüşmüştür. Galata kulesi, karşısında Blue Mosque, Topkapı Sarayı’nın yer aldığı İstanbul fotoğraflarının yer almadığı bir, fotoğraf düşünülemez. 

Sıralamaya koymadığım ama bahsetmeden de geçemediğim Pierre Loti tepesi var.  Adından da anlaşılacağı gibi bir Fransızın adı verilmiş. Paris’in Cafe de Flore’ü varsa, bizim de Pierre Loti’miz var.  Just ambiance J

Son olarak gazetemizin doğmasının yüzlerce sebeplerinden bir tanesinden bahsetmek istiyorum. Boston’da yaşadığım süreçte iş güç sahibi, hali vakti yerinde olan bir kişi ile kısa bir sohbetim olmuştu. Kendisi Boston’da oldukça bilinen bir üniversite de profesör idi. Dişlerini Türkiye’de / İstanbul’da yaptırmıştı.  (Amerika’da diş tedavisi meşakkatli bir iştir ve Türkiye kalitesi ve astronomik olmayan sebeplerden tercih edilir.) Ben şahsen bir Türk olarak mutlu olmuştum. Heyecanla bilinen bir doktor mu, semti neresi diye sordum. Profesörün implantlarını Amerika’ya göre makul bir fiyata yaptırdığından ve kalitesinden memnun, kaldığı yaptırdığı yeri gururla söyledi: Bağcılar… Duydum, yutkundum ve bir şey söyleyemedim J Burada sadece İstanbullular beni anlayacaktır… Amaaaa bunun gibi farklı konularda birçok olay yaşanınca, anladım ki bu bir ihtiyaç! Ve biz bugün buradayız.

ARTTMODERNMIAMI GAZETE’de çağdaş, kültür, hayat, seyahat, sağlık ve birçok güncel haberleri verebiliyoruz.

Bence bizi izlemeye devam edin, çünkü Amerika’dan Bağcılar’a giderseniz asla görüşemeyiz.

Dilimde bir Sezen şarkısı ve elimde bir kadeh kırmızı şarabımla…

İstanbul, İstanbul olalı…

https://youtube/QjyWPkoBSjo?si=fWOBkVmVhb-2AAOD

Sevgilerimle…

Tuğba Yazıcı

Sanatçı & Yapımcı

tugbayaziciofficial

Facebook: Tugba Yazici

Share this article

Recent posts

spot_img

Popular categories

spot_img

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz