Sevgili gazetem için yazdığım en zor yazıdır bu. Cennet vatanım Türkiye’m ve komşu ülkemiz Suriye, can kaybı çok olan akıl almaz bir afet yaşadık. Öncelikle baş sağlığı diliyorum. Üzüntümüzü satırlara birebir dökmem imkânsız, kaldı ki yürekle beraber kalemim de titriyor. Doğal afetler yaşamın bir gerçeği ne yazık ki. Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de olmaktadır. Devasa zararın tamamını yazıma sığdıramasam da bunun getirdiği büyük üzüntü kaynaklı toplumsal travmadan bahsedebilirim.
Deprem gibi yıkıcı doğal afetler, beklenmedik kayıplarla sonuçlanan deneyimlerdir. Her yaştan birey etkilenmektedir ve yankıları uzun süre devam etmektedir. Televizyon ve sosyal medyadan izlenilen görüntüler şimdi ve belki yıllar sonra bile hafızamızdan gitmeyecekler. Pek çok olumsuz duyguyu beraberinde getirmektedir; ani irkilme reaksiyonları, büyük korku, uykusuzluk, öfke, kabuslar ve benzeri duygular, hareketler söz konusu oluyor. Her birey kendi içinde farklı yaşar bu üzüntüleri. Kimi tek başına evden dışarı çıkamayabilir, yalnız dolaşamayabilir, belki bir müddet konuşamayabilir ya da hiçbir şey yokmuş gibi de davranabilir. Bununla beraber kurtulanların yakınlarını kaybetmesi ile yaşadığı acı, onlara kendilerinin niye kurtulduğunu sorgulayan, suçluluk ve utanç gibi duyguları da yaşatmaktadır. Bu duygular sadece kazazedelerin değil, ülkece yaşadığımız duygulardır. Bu nedenle de toplumsal travma ile açıklanıyor bu durum. Güven ortamı oluşturulduktan sonra psikolojik destek alınması gerekmektedir. Yaşadığımız olumsuz duygular, şu ana bağlı gayet normaldir. Nerdeyse hepimizin canı acıyor, susuyoruz, acıkıyoruz, üşüyoruz, yüreklerimiz ağlıyor.
Fiziksel ve ruhsal sağlık hepimizin hakkı ve dengeli bir hayat için önemlidir. Bunun yaratılması için güven şarttır. Kendimizi, evimizi,şehrimizi, ülkemizi güvende hissetmek bizim en doğal hakkımızdır. Bu sebeple gerekli sosyal düzenin oturtulması, güvenli ortamın ivedilikle oluşturulması, travmanın getirdiği güçsüzlük ve tüm olumsuz duygularla başa çıkma çalışmalarının başlatılması, her kişinin kendi potansiyel gücüne kavuşması şarttır.
Sağlıklı şartların oluşturulabilmesi için şu an tüm milletim seferber olup, çalışmaktadır. Tekrar ayağa kalkabilmemizin tek kilit anahtarı budur ve adı umuttur. İhtiyacımız olan şey UMUT. Bu dünya pek çok yıkıcı afet gördü. Kırıldığı yerden budak verdi, yandığı yerden yeşerdi. Şimdi umut vermek ve yaşatmak için millet olarak omuz omuzayız. Aydınlık günleri beraber görüp beraber ayağa kalkacağız.
Elimizden gelse kuş olup da uçar, tek nefes olup, el ele şifa oluruz birbirimize. Fiziksel ve zihinsel ıstırabımızı beraber dindireceğiz. Bunun için elinden geleni yapan tüm can yoldaşı diğer ülkelere, devlet büyüklerine, polis, jandarma, asker, itfaiye, yardım kuruluşları, taşıyıcı firmalar, yüce gönüllü halkımıza buradan kalpten teşekkür ediyorum. Geçmiş olsun Türkiye’m, geçmiş olsun Suriye…
ÖZLEM TUNA
@ozlemtunaofficial
Sosyolog/Yaşam Koçu
Eğitim ve Öğrenci koçu/ NLP Uzmanı
Kapak fotoğrafı
Dijital ArtWork: Alpgenart