Sevgili ArtTmodernmiami okurları!
İşte yine beraberiz! Umarım beraberliğimizin şu ana kadar olan kısmından sizlerde memnun kalmışsınızdır. Umarım yazılarımdan keyif almışsınızdır. Yazılarımdan keyif aldığınızı düşünmek beni motive ediyor. Yorumlarınızı esirgemeyin olur mu? 😊
Gelelim bu ayki yazımıza… Bildiğim kadarıyla Mayıs ayı tüm dünyada anneler günü. Bende size müthiş bir kadını annemin hikâyesini anlatmak istiyorum.
Ailemizin birliğini sağlayıp, yoktan var eden, doğuran, doyuran, koruyan en değerli varlığımız biricik anneme ithaf olunur!
Yıl 1927…
Türkiye’de Cumhuriyet ilan edileli henüz 4 yıl olmuş, uzun süren savaşlar sonrası çok yorgun ve toparlanmaya çalışan halk, 1929 sonbaharında başlayan dünya ölçeğindeki ekonomik buhranla boğuşuyormuş.
Ege bölgesinde kasabada bir kız çocuğu doğmuş.
Adını sonsuz, daimi ve ebedi anlamına gelen ‘’ Halide ‘’ koymuşlar.
Elbette ki günümüze kadar sürecek uzun hayat yolculuğunu ve 0’nu nelerin beklediğini kendisi de bilmiyormuş.
Halide’nin bir erkek kardeşi olmuş. Annesi Necmiye(1) eşinin zamansız ölümü ile genç yaşta 2 çocukla dul kalmış ve bir daha evlenmemiş.
Halide çok güzel ve alımlı bir genç kızmış ve evlenmiş. Eşi olan Demir(2) Yugoslav göçmeniymiş ve Demir’in en büyük şansı Halide olmuş. Denizci olarak tam 36 ay zorunlu askerlik yapmış. Bu nedenle Halide, evliliklerinin ilk yıllarında yalnız kalmış. Üstelik hamileymiş ve maddi zorluklarla mücadele etmek zorunda kalmış. Evliliklerinden bir kız, 2 erkek çocukları olmuş.
Bir taraftan çocuk yetiştirip, bir taraftan ev işleri yapan Halide, ev ekonomisine katkı sağlamak için becerilerini ve yeteneklerini kullanmaya başlamış. Saç kesiyor, ondüla(3) yapıyor ve yaşadığı kasabada tanınmasına vesile olan örgü işi ile hatırı sayılır bir çevresi oluşuyormuş. Kızlardan bir ekip kurarak örgü makinaları ile verilen siparişleri yetiştirmek için gecelerini gündüzlerine katmışlar.
Ben; çocukluk, ergenlik ve gençlik yıllarımı yaşanılan bu zor dönemlerin farkında olmadan büyüdüm. Biraz şanslıydım. Çünkü benim hatırladığım dönemlerde babam ticaret yapıyordu. Bu dönemler annemin artık rahat olduğu dönemlerdi. Abim babamın en büyük yardımcısıydı. Ablam öğretmen olmuştu. Ben sanat okumak için önce İzmir, sonra da İstanbul’a gitmiştim.
Halide’yi, annemi 18 Şubat 2024 ‘de kaybettik. O artık yok! Tam 9 yıl süren çağımızın vebası Demans ile mücadele etti. Bunun 6 yılı yatakta geçirdi. Onu rahat ettirebilmek ve canına can katabilmek için çok mücadele verdik. Yaşadıklarını hafifletmeye çalıştık. En korktuğu şey karanlıktı. Bununla ilgili çocukluk ve gençlik yıllarındaki zor dönemlerin getirisi travmaları vardı. Demans nedeniyle sık yaşadığı ataklardan, gördüğü halüsinasyonlardan bu çıkarımımız oluşmuştu. Çocukluk ve gençlik yılları hariç, yakın döneme ait hiç bir hatırası yoktu. Çok acı olsa da bizleri tanımıyor ve kim olduğumuzu bilmiyordu.
Canım annemle hastalığı süresince sürekli iletişim kurmaya çalıştım. Onunla sohbet ettim. Söylediklerini dinledim. Sözlerinden anlamlar çıkarmaya çalıştım. Ona güzel sözler söyledim. Hatta bugüne kadar dile getiremediğim ne varsa dile getirdim. Kulağına fısıldadım. Çok ilginçtir ki beni hatırlamasa da birbirimize sevgi sözcükleri söylemeyi bırakmadık. Sarıldık, öpüştük… Sanki her şey yarım kalan yerden devam ediyordu. Hiç ayrılmamıştık.
Son nefesinde yanında olmayı hep istemiştim. Nitekim de öyle oldu. Kollarımdaydı. O sahne hiç aklımdan çıkmayacak. Elimden bir şey gelmedi ve ellerimden kayıp gitti…
Karanlıktan korkan annemi ışığa ellerimle yolladım.
Bir süredir ölümü bir son olarak görmüyorum. Annemin bu bedendeki ve bu âlemdeki zamanını tamamladığını ve ruhunun başka bir âlemde yaşamaya devam ettiğini düşünüyorum. Ve hatta bu dünyada da; ablam, abim ve benim hücrelerimde mitokondrileri ile yaşamaya devam ediyor.
Öyleymiş ya… Mitokondriler kalıtımsal olarak çocuğa annesinden geçermiş.
Şimdi annemi her özlediğimde içimde bana miras kalan enerjisini hissetmeye çalışıyorum. Ne zaman duygusal anlamda boşluğa düşsem içimde hayata tutunmama yardımcı olan, beni tutup ayağa kaldıran armağanı mitokondrileri ile yoluma devam ediyorum.
Annenin çocuğuyla arasındaki o hani adını tam olarak koyamadığımız duygusal bağ sanırım bu.
Yani arkadaşlar, bizim yaşamımızın enerjisi annemizden geliyor. Ben de O’ndan bana geçen bu mirası hakkı ile yaşayarak devam ettirmek istiyorum.
Annemi çok özlüyorum. Ağzından teşekkür ederim lafını hiç düşürmeyen kibar kadın: Seni çok seviyorum. Emin ol hiç unutulmayacaksın.
Sana bu anneler gününde ne çiçek, ne hediye alabildim anneciğim. Yapabileceğim tek şey ruhun için dua etmek ve bu yazım ile sana bu dünyadan unutulmayacağının mesajını yollamak.
Umarım yerine ulaşır.
Hakkını helal et. Benimki sana helal Halide!
Tüm annelerin anneler günü kutlu olsun!
Sizin annenize hediyeniz ne?
( 1 ) Necmiye: Yıldızlara ait olan.
( 2 ) Demir: Demir gibi sağlam, dayanıklı, güçlü.
( 3 ) Ondüla: Saç maşası. Eski dönemlerde kadınlarda uygulanan sıcaklık ile saçın yapısını değiştirerek saça şekil vermeye yarayan bir işlem.
Kamil Çakır
İnstagram: kamilcakirstudio