Pazar, Aralık 22, 2024

info@arttmodernmiami.com

YAŞ 35, Yeni Bir Dönem ve Bir Teşekkür Yazısı

-

|

Herkese merhaba,

Bu yazımda bir değişiklik yapmak istedim. Farklı bir konu seçtim. İlginç geleceğini umuyorum ve yorumlarınızı bekliyorum.

Nisanın son haftası doğum günümdü. Her doğum günümde kendimi güncellerim, hayattan ne öğrendiğimin notlarını alırım. Bu çıkarımlarımı sizlerle de paylaşmak istedim. Bu sene benim için extra önemli, malum 35’ime giriyorum ve birçok kadın gibi artık hep 35’im!

Özel günlerde; kendini değerli hissetmek çok güzel, hissettirenlere de dilerim, hissettiren insanlar çıksın karşısına ☘… Teşekkürlerimi sunuyorum. Şimdi gelelim mi; bunca yıldan öğrendiklerime, yaşanmışlıktan neler öğrendiğimin notlarına:

Az gittim, uz gittim. Dere tepe düz gittim. Yolda Gulliver’e de rastladım, devlere de, cücelere de. Parmak kız da oldum, yeri geldi masaldaki esas kız da… Ama yaşanılanlar ve yaşattırılanlar ne olursa olsun, içimdeki gücü hep bildim. Hoşuma gideni aldım, gitmeyeni hayatımın açık kapısından hava boşluğuna bıraktım.

Einstein’ın dediğine göre “Her şey bir enerjiden ibaret” ve enerji maddeye dönüştüğünde ona anlam yükleyen biziz ve hissettiğimiz duygular. O halde her şey kişinin kendisinde bitiyor. Duygularını kontrol edebildiği noktada insan, kendi Everest’ine çıkabilir. O zaman hayal ettiği noktaya gelebilir.

Hayatım boyunca, belli yaşa gelmiş veya başarıya ulaşmış kişilerin yazılarını veya biyografilerini ilgiyle okudum. Belki ortak bir payda bulabilmek, belki de farklı düşüncelerini yakalayabilmek adına… Yolları ve izleri takip etmek benim için çok önemli!

*İyi bir işaret okuyucu olmanın ne kadar önemli olduğunu öğrendim.

Burç Boğa, Yükselen İkizler olunca merak doğal olarak yanında geliyor.

*Meraklı olmanın, araştırma yapmanın, hayatı sorgulamanın ve bunun yanında hareket halinde olmanın ne kadar önemli olduğunu öğrendim.

Bir zamanlar Türkiye’de bir halkla ilişkiler duayeni olan Sevgili Betül Mardin’in 10 maddelik listesine bayılmıştım. O’nun “Her gün mutlaka yürüyeceksin evladım!” öğüdünü yapabilmek bile yıllarımı aldı.

*Pes etmemenin ne kadar önemli olduğunu öğrendim.

*Ve tabii ki ilişkiler ile ilgili, şunu söyleyebilirim:

Hayat uzun bir maraton koşusu gibidir. Bu uzun yolda, size birileri eşlik eder.  Bazen koşarsınız, bazen yürürsünüz, bazen de dinlenir, sadece diğer koşanları izlersiniz. Hızınıza göre, size eşlik edenler devamlı değişebilirler. Bu tamamen sizin hızınıza bağlı!

Duygusal olarak bağ kurduklarınızı, kendi hızınıza uydurmaya çalıştıkça problemler çıkabilir. Bu yüzden nasıl hayatınıza gülümseyerek girdilerse, gülümseyerek hoşça kal diyebilmek çok önemli!

*Çok da zorlamadan bırakmayı öğrendim.

*Kendini keşfetmek ile ilgili şunu söyleyebilirim:

*Bazen birilerini çok severiz, bazen de bazı davranışlardan hoşlanmayız… 

Karşımıza çıkan her kimsenin, bize “ayna” görevi yaptığını düşünüyorum. Başkalarında beğendiğimiz tavırları gördüğümüzde, ilham alalım, beğenmediğimiz davranışları gördüğümüzde, o davranışlardan uzak duralım diye!

Bu yüzden, önce kendimize bakmalıyız! Bu tavrı tanımasak, tanımlayamazdık çünkü… Bu ayna görevini yaptıktan sonra, bazı insanların kendiliğinden hayatımdan çıktığını gördüm.

*Karşıma çıkan kimseleri; iyi ya da kötü, yargılamadan önce, kendime bir uzaktan bakmayı öğrendim.

*Hayal kurmak ve gerçekleştirmek üzerine…

İşte bu derin bir konu arkadaşlar… Ben bunu “Pinokyo” hikâyesine çok benzetiyorum.

Pinokyo, tahtadan bir kukladır ve insan olmaya çalışmaktadır. Onu çok seven bir büyükbabası vardır. O insan olmaya çabalarken, türlü hatalar yapar ve burnu uzar, başı türlü dertlere girer ya! İşte o hikâye!

Pinokyo altın kazanma umudu ile bir çuvalı taşır da durur, oldukça da ağırdır, en sonunda çuvala bir bakar: Bir dolu, altın rengi yaprak!

Düşünebiliyor musunuz, Pinokyo’nun hayal kırıklığını?

Hayaller aynı Pinokyo’nun altın yaprakları gibidir. Bazen sadece yaprak çıkar! Bazen sadece yaprak çıkar! Bazen sadece yaprak çıkar! Bazen gerçekten altın olabilir!

İşte şunu söyleyebilirim ki, insan sadece bir umut için, onlarca hayal kırıklığı yaşayabiliyor, o bir tane gerçeği yakalayabilmek için!

Ve siz o hayali gerçekleştirmek için uğraşırken, o koştuğunuz maraton koşusu var ya! Hah işte, o yanınızda sizinle birlikte koşanlar o sırada değişiyor!

Tam hayalinize ulaştığınızı düşünüp etrafınıza baktığınızda; birçok eşlik edenin sizden çok uzakta olduğunu fark ediyorsunuz!

Kimisi arkada, kimisi oldukça hızlı, önde…

Sizse elinizde, gerçeğe dönüşmüş bir hayal ve etrafınızda yeni yüzler ile birlikte

*Her güzel hayalin bir bedeli olduğunu öğrendim. Ve konsantre olduğumda, onu gerçekleştirebileceğimi öğrendim. Gerçekleştiğinde ise, etrafımda eski çevremin olmayabileceğini öğrendim.

Aşağıya iki fotoğraf koydum. Bir tanesi hayatın uzunluğunu ve yolun bizim yolumuz olduğunu düşündüren, bir sahil fotoğrafı…

Diğeri de, benim fotoğraf çekerken komutlar verdiğim ve gizliden çekildiğim bir fotoğraf…

*Ne kadar yönlendirdiğini düşünseniz de hayatınızı, her şeyi; kontrol edemediğimiz dış etkenler var olduğunu, öğrendim! Bunların kesinlikle VAR OLDUGUNU öğrendim!

O yüzden “Elimden gelenin en iyisini yapıp, gerisini Allah’a bırakmayı” öğrendim.

*Şükür demenin “şükretmenin” insanların ruh sağlığı için ne kadar önemli olduğunu kesinlikle öğrendim. Hikâyedeki Pollyanna gibi hayatın içinden pozitif yanlarını çıkartmanın, mutluluk için çok önemli olduğunu öğrendim.

*Elindekinin değerini bilmeyen, göremeyen, araştırmayan, okumayan, sorgulamayan insanların çokluğunu gördüm ve onlardan uzak durmanın kişilerin sağlığı için gerekli olduğunu öğrendim. 

*Karma ’ya inandım. Bizim dilimizle “Ne ekersek, onu biçiyoruz”. Bu yüzden insan enerjisini hep pozitifte tutmalı! Sürekli pozitif de zor olacağı için beyni onurahatlatan eylemlerle meşgul olmalı! Negatif enerji veren kişilerden uzak durmak gerektiğini öğrendim. Bunu kesinlikle öğrendim.

*Zirve yalnızlıklarla dolu ama beklentisiz olursanız mucizevi hediyelerle donatılıyorsunuz. Burada ki sırrın; beklentisiz olmak veya başkalarından beklentilerinizi minimumda tutmak gerektiğini öğrendim.

*Unutmayın! Asıl mesele sizin bu hayattaki yolculuğunuz ve yolculuk arkadaşlarını iyi seçmek gerektiğini öğrendim. Geri kalan herkes misafir ve misafirlere kibar ve nazik olmanın ne kadar çok önemli olduğunu öğrendim. Ve bunun bir kültür meselesi olduğunu; öğrendiklerini uygulayabilmenin bir meziyet olduğunu öğrendim.

*Her zaman ama elinden gelenin en iyisini yapmanın önemli olduğunu öğrendim.

*Frekansa çok inandım. Aynı frekansta olan ne varsa uyumlanıyorsunuz. Bu insan da olabilir, madde de, başka şeyler de… Frekans uymazsa parazit oluyor, hani eski radyolar gibi. Ya bir çatal batıracaksın, ya da radyoyu değiştireceksin. 

Zorlamayın dostlar! Uygun frekans alanına gidin, yani yerinizi değiştirin! Yâda radyoyu değiştirin! Karar size ait. Daha güzel frekans alanı taratın kendinize.

*Her yeni yaşa başladığımda daha önce yapmadığım bir şey ekledim kendime… Yapa yapa bugünlere geldim ve iyi ki de yaptım diyorum, zira insanın en büyük yatırımı kendisine olmalı!

*Dinlemenin ne kadar önemli olduğunu, dinleyerek büyüdüm ve işin doğrusu bundan çok sıkıldım. Ben de size başkalarını dinlemek kadar, iç sesinizi dinlemenin de önemli olduğunu söylüyorum. Burada kastım bir başlangıç yaparken olumsuz konuşmalar yapan kişileri dinleyip motivasyon kaybetmek yerine, çalışmaya başlayarak kendine güvenmenin ne kadar önemli olduğunu öğrendim. Unutmayın! “En yükseğe çıkan kurbağa, sağır kurbağadır”

*Hep yaşımdan küçük gösterdim. Çok gençken sevmediğim bir durumdu bu ama şimdi gayet mutluyum bunun için: İşin sırrı; kişinin sınırlarını koruması, anksiyete geliştirmemek, spor yapmak, sağlıklı beslenmek, istemediğin kişi ve durumlara “Hayır diyebilmek” olduğunu düşünüyorum. Bunu hep biliyordum, yaptım ve yine yapacağım. Siz de deneyin! Kısaca “NO!”

*Beden kadar, ruhu korumak da çok önemli sınırları belirlemenin “enerji vampirlerinden” korunmak için gerekli olduğunu öğrendim. Onlara sarımsak da yaramıyor, işe yarayan şey yukarıda yazıyor ☝ kısaca “NO!”

*Değerli bir insan demiş ki “İnsan, en çok vakit geçirdiği 5 kişinin ortalamasıdır.”

*Çevrendeki 5 kişinin çok önemli olduğunu öğrendim.

*Düşünmek ve düşündürmek

*İlham almak ve vermek

*Giymek ve giydirmek

*Almak ve vermek

Tüm bunların dengede olmasına özen gösterdiğim geçmiş yıllarımı ve kendimi kucaklıyorum ve hoş geldin yeni yaşım diyorum. Seni de seveceğim biliyorum çünkü şükrederek yaşıyorum, belki de asıl sır bu!

Hoş geldin yeni yaşım! Sağlıkla, mutlulukla, bereketle, dostlukla artarak gel!☘

Tuğba YAZICI

Contemporary Artist

www.tugbayazici.com.tr

Instagram: tugbayaziciofficial

Facebook: Tuğba Yazıcı

Share this article

Recent posts

spot_img

Popular categories

spot_img

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz