Pazar, Aralık 22, 2024

info@arttmodernmiami.com

Herkes Sahnedeki Ajda’yı İstiyor

-

|

Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi’nde —  Uzun süre Güney Fransa’da kaldıktan sonra; evim Florida’ya dönmeden, kısa süreliğine İstanbul’a uğradım ve bir eski bir İstanbullu olarak az zamana çok şey sığdırdım, her zamanki gibi… Örneğin; 9 Ağustos’ta; Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi, Ajda Pekkan konserindeydim. İnanılmaz derecede güzeldi; ortam, ambiyans ve süper Star Ajda!  İstanbul’a seyahat eden herkese burada bir konser izlemelerini öneriyorum, çünkü gerçek İstanbul’un ruhu burada atıyor. Ajda Pekkan ve kısa adı Ajda ise sahnesi ile dünyadaki tüm değerli sanatçılarla kıyaslandığında, bambaşka bir değere sahip bence… Neden mi? diye sorduğunuzu işitiyor gibiyim ve konseri izlerken izlenimlerimi ArtTmodernMiami Gazete’de ki yeni yazımdaki konum bu olmalı diye düşündüm. Başlık belli “Herkes sahnede ki Ajda’yı istiyor!” Benim bu konuda yazılmış ve daha önce başka bir mecrada yayınlanmış bir yazım da mevcut. Ajda’nın bendeki ve sanatımda ki etkisini anlatan! Konser izlenimlerimle o yazıyı da ekleyeceğim “Kavramsal Sanat” ve Ajda psikolojisinin verdiği ilhamı sizinle de paylaşmak çok keyifli olacak. Yorumlarınızı bekliyorum J

İstanbul’un göbeğinde yer alan Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi o gün tıklım tıklım doluydu. Çok heyecanlıydık hepimiz, söylenecek şarkıları ezbere biliyorduk. Biletleri bir ay öncesinden henüz Cannes’da iken almıştık. Ajda konserine başlarken ve başladığında, tarafsız gözlerle ortamı inceledim. İnanın dünyanın birçok farklı yerinde, farklı sanatçıları izledim ve Ajda’nın Cemil Topuzlu’daki performansını kesinlikle ilk üçe koyardım. Başlı başına bir tarih olan Ajda, Benjamin Button’un yaşayan bir örneği öncelikle… Şarkılarını her devrin çocuklarına sevdiren bir ikondur. Benim sanatıma da ayrıca çok etkisi olan bir sanatçı, bir ilham kaynağı…

Nasıl mı? Buyurun anlatayım:

HERKES SAHNEKİ AJDA’YI İSTİYOR

Bugün size “Kavramsal Sanat” tan biraz bahsedeceğim. Ve ilhamın her yerden, hayatın her alanından gelebileceğine dem vuracağım.

Benim çocukluğumda, evimize en az beş gazete girerdi. O zamanki gazetelere göre; Hürriyet, Milliyet, Tercüman, Güneş, Posta, Bulvar, Sportoto ya da spor ile ilgili ilgilenmediğim bir futbol gazetesi aklıma gelenler.

Ben de eline ne geçerse okuyan bir çocuktum. Fasikül fasikül, tıp ansiklopedisi verilirdi. Gazetenin içinden çıkan her şeye merakla el koyardım. Fasiküllerin bana verilmesinde sorun yoktu.

Rahmetli babam gazeteleri konusunda çok hassastı. O sayfaları bozulmadan, ilk kendisi okumayı severdi. Tabii biz çocuk olduğumuz için, o sayfaları doğru çeviremeyip dağıtıyorduk kuşkusuz. Neyse, konuyu dağıtmayayım! İnsan vücudunu çıplak olarak gördüğüm, o ilk günden beri, o tıp fasikülleri benim için çok değerliydi. Hemen saklayıp, kardeşlerimle birbirimize gönderip, muhtemelen şempanzeler gibi kıkır kıkır, kıkırdarken bir gün annemin dikkatini çekti bu durum ve tabii hemen, annem kendince duruma el koydu. O fasiküller bir daha elime verilmedi. Tıp dünyası ile ilişkim deneysel olarak bir müddet daha devam etti ama değerli tıp kitaplarım elimden alındı, fasiküller. Ve doktor olma hayallerim, yavaş yavaş kayboldu. Bu arada ciddiyim, çocukken kendimi doktor sanıyordum J

Tıp fasikülleri elimden alınınca, bana hafta sonu ekleri ve magazin sayfaları kaldı. Ben de hepsini çılgınlar gibi okudum. Söylemiş miydim daha önce? Sanmam, çok meraklı bir çocuktum. Neyse, o gazeteler, magazin ekleri ve o günlerde ki aklımla okuduklarım, benim hep aklımda kaldı ve zaman zaman bir şekilde bugüne taşıdığım, hayal gücümü besleyen eskizler olarak yerini aldı. Kavramsal sanat olarak, birçoğundan da ilham aldım. Bazılarını da slogan olarak kullandım. J

Neler mi hatırlıyorum o günlerden? Çocukluğumda ki Ajda’nın demeçlerinden! İşte size bir örnek:

” Herkes sahnedeki Ajda’yı istiyor”

Süper starımız Ajda, o sıralar bir kaç yılda ya büyük bir aşk yaşıyor ya da evleniyordu. Sonra da her ayrılığında bir röportajı oluyordu. Artık sahnelere döneceğini müjdeliyordu. Aşka tövbe ettiğini! Ben o dönem iki evliliğini hatırlıyorum.  Birisi bir deterjan markasının sahibiydi sanırım ve o sıralar ekranlarda o kadar çok dönüyordu ki markanın; yuvarlak, dairesel logoları ile bence çocuk aklımla beni hipnotize etmişti. Yoksa bu kadar saçma detayları kim hatırlar? Kimse en yakınındakilerin, özel gününü bile hatırlamıyor. Benim ne kadar saçma ayrıntıları hatırladığımı bir bilseniz, dudaklarınız uçuklar!

Neyse, Röportaj yapan gazeteci Ajda’ya soruyordu:

Gazeteci: Neden ayrıldınız Ajda Hanım? Büyük bir aşk yaşıyordunuz?

Ajda: “Çünkü herkes sahnedeki Ajda’yı istiyor, Bülent’çiğim, diye cevap veriyordu” (Bülent ismi sembol) ve devam ederdi: Ben aslında normal bir kadınım, evinde kahvaltısını hazırlayan, evde vakit geçirmeyi seven ama birlikte olduğum kişi, sahnedeki halimle beni sevdiği için, benim hep öyle olmamı istiyor, diye devam ederdi röportaj.

Yani çocuk aklımla, buna benzer cümleler… Sadece net olarak hatırladığım “Herkes sahnedeki Ajda’yı istiyor” cümlesiydi.

Bu cümleler yıllar içerisinde, beynimin bir kenarında kaldı.

Yıllar içinde bende evrildim. Popüler bir ilk gençlik evresinden sonra, üretken olduğum bir olgunlaşma dönemini deneyimledim. Ve yılların içinde gördüm ki çevremde de, toplumda da gerçekten “Herkes sahnedeki Ajda’yı istiyor” oldu.

Bu herkes için ve her zaman için geçerliydi aslında. Kesinlikle evrensel bir cümleydi. Ne büyük bir sanatçısın sen Ajda! Diyorum ve Ajda’nın ” Cool Kadın ” şarkısının youtube linkini ekliyorum aşağıya… Ayrıca kendi tasarım koleksiyonunum da, tabii ki ilham kaynağım Ajda’dan ” cool kadın” adında çalışmalarım olmuştu ve onları da ekliyorum.

Hoşçakal İstanbul! Kısa süre geçirsek de, çok iyi geldin.

Sevgiyle ve mutlulukla kalın, bir sonraki yazıya kadar…

Tuğba Yazıcı

Artist

İnstagram: tugbayaziciofficial

Facebook:Tugba Yazici

Kapak Fotografi: @boragokhan

Kavramsal Sanat:

1960’lı yıllarda sanatta nesneyi betimlemekten vazgeçip düşünceyi ön plana çıkaran yeni bir sanat görüşü ortaya çıkmıştır. Buna göre sanat eserinin maddi varlığı ve biçiminin yerini kavramsal düşünce almıştır.

Kavramsal sanat, sanatı kuramsal düzlemde çözümlemeyi, anlam ve amaç açısından sorgulayan yeniden tanımlamayı amaçlayan, felsefe ve mantık gibi zihinsel süreçlerle yakından ilişkilidir.

Kavramsal Sanat ve Ajda ilhamı ile ürettiğim çalışmalardan bazıları:

Share this article

Recent posts

spot_img

Popular categories

spot_img

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz