Filmde gösterdiklerim, gercekte ne olduguyla
karsilastirildiginda çok daha hafifletilmis bir anlatimdir.
Her şeyi olduğu gibi göstermeye çalışsaydım, kimse filmi
finanse etmezdi.
(Damien Chazelle)
Merhaba sevgili okuyucular, umarım iyisinizdir, birkaç gün önce Roma da izledigim, Damien Chazelle’in yeni filmi Babylone filminden oldukça etkilendim. Filmin analizini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Henüz filmi izlememiş olanlara tavsiyem filmi daha iyi anlamak için sinema tarihi hakkinda bilgi sahibi olması ve ardından izlemesidir.
Öncelikle “Babylone” isminin anlamından başlayalım; “Tanrının kapısı” anlamına gelen Akkadca babilu kelimesinden türetilen bu, ebedi Tanrı Şehri’nin bariz bir taklididir. Yani Antik Mezopotamya’nın en ünlü şehri Babylon. Filmin geçtiği yer olan Los Angeles’in ölümsüz bir kente benzetildiğini söyleyebiliriz. Damian Chazelle’in
neden bu basligi seçtiğine dair yorumu soyle; “Babil ismi bir tesadüf değil, bir dönemin sinema sektörünü karakterize eden ahlaksızlıkları, günahları ve bayağılıkları çağrıştırıyor ki ayni zamanda İncil’de bahsedilen Sodom ve Gomorra’ ya da gönderme yapmakta. “1
Damien Chazelle, meta sinema (sinemanın kendisi hakkında film), yarı müzikal, komedi ve dram gibi birçok türü keyifli şekilde bir araya getirerek La La Land’den sonra bir çeşit modern Pulp Fiction yapmayı başardı.
Damian Chazelle, “Filmi gören herkes bu şehrin (Roma) ve her şeyden önce bana ilham veren Federico Fellini’nin La Dolce Vita gibi eserlerinin etkisini kesinlikle fark etmiştir” demekte.
Billy Wilder’ın o dönemin oyuncularının intihar edene veya delirene kadar depresyona girdiği, artık revaçta olmayan sessiz sinemanın bir temsili olan Sunset Boulevard gibi geçmişin filmlerinden başka ilhamlar da olduğunu söyleyebiliriz.
Sessiz ve sesli filmler arasındaki geçiş oldukça zorludur. Bu film turleri arasinda su önemli farklılıkları görebiliriz; öncelikle aktörlerin cümleleri sesli olarak ezberlemesi gerekir, bir sahne için birçok çekim yapmak zorundadırlar çünkü oldukça yeni olan bu buluşun ilk denemeleri olduğundan henuz profesyonel görünmüyorlardı, oyuncuların
daha az teatral olması, hareketler ve ifadeler ve daha az güçlü bir ton kullanılmasi gerekiyordu.
Film iki bölüme ayrılabilir. Birincisi, bir komedi olarak sessiz filmlerin dönemidir. Bunun yerine, ilk sesli filmin (1927 “Caz Şarkıcısı”) sinemada gösterime girdiği ikinci bölüm dramatik türe ve sesli filmlerden birkaç yıl sonra 1934’te sinemada yeni bir iletişim yolu olarak ortaya cikan Hays yasasina atfedilebilir.
Hays Yasası, 1934 ile 1968 arasında piyasaya sürülen tüm sinema filmleri için kendi kendine empoze edilen film endüstri yönergeleri dizisiydi. Yasa, küfür, müstehcen çıplaklık, sansürsüz veya gerçekçi şiddet, cinsel iknaları yasaklar ve stüdyoların ne yapması gerektiğini “doğru düşünme” adiyla empoze eder. Ayrıca aktör ve aktrislerin
kamuoyundaki imajı, kendilerini halka ve sektöre iyi bir şekilde göstermeleri gerekliydi.
Margot Robbie’nin oyunculuğu oldukça doğal, 1920’lerden 50 lere kadar geçen üç döneme çok kolay uyum sağlıyor. Başrol oyuncusu (Diego Calva) filmin basinda tam olarak ortaya çıkmıyor, çünkü ikincil bir karakter gibi görünüyor, ancak daha sonra sinema endüstrisinde önemli bir kisilige burunerek tam bir dönüşüme uğruyor. Yavas yavas basariyi yakalayarak sesli sinemada onemli bir yonetmen olur, ancak Margot Robbie’ye duydugu ask ve duyarlılığı nedeniyle profesyonel yasami zarar gorur.
Filmin basinda Brad Pitt’in bas kahraman olarak algilanmasindaki sebepler arasina çekici karakteri ve kariyerindeki onemli pozisyonudur ama en sonunda butun unu kaybolur.
Tom Cross’un büyülü kurgusu ve post prodüksiyonuyla çok dinamik, canlı ve hızlı, neredeyse hipnotize edici bir atmosfer ortaya çıkmıştır.
Son montajda sinema tarihinin ikonik filmlerinden bizi günümüze getiren; Lumiere kardeslerden (The Arrival Of The Train), Melies’ye ( A Trip To The Moon), Oz buyucusunden daha birçok farklı film ile bizi Avatar’a kadar ulaştırana kadar bir dizi klip izliyoruz.
Sizinle Student World Impact Film Festivalinde kazandigim odul sonrasinda festival direktörü Mark Leschinsky’nin benimle yapmis oldugu Podcast röportajini paylasmak istiyorum.
Spotify yayini
-https://open.spotify.com/episode/1I376fXXITIDmKp0r8gPbw?si=hRZxIm1nTrqfXsvP
0xak2A
Apple Podcast
-https://podcasts.apple.com/us/podcast/livia-proto-inspirational-interview/id1610796013?i=1000591837041
Amazon Music
-https://music.amazon.com/podcasts/454cfd0f-31c5-4ff0-802f-73429a015ac6/episodes/d7348a07-bc26-42d7-a79e-069df7f662da/film-sessions%E2%84%A2-podcast-livia-proto-inspirational-interview
Yorum ve önerilerinizi bekliyorum, bir
sonraki yazımda görüşmek dileğiyle, iyi
seyirler ve dinlemeler.
Instagram @livia.proto