Pazar, Aralık 22, 2024

info@arttmodernmiami.com

Paris’te Beş Gece

-

|

Merhaba ARTTMODERNMIAMI okuyucuları,
     
Seyahat, moda ve sanat üzerine yazacağım yazılarımın ilkine hoş geldiniz. 


Seyahat severlerden kendi yorumlarını da duymayı çok isterim. İlk nereden başlamalıyım diye düşündüm.  Yazımın başlığından da anlaşılacağı gibi, Paris’le başlamaya karar verdim.  Ekim’in son haftası hem iş hem eğlence için gittim Paris’e… Carrousel du Louvre ‘da düzenlenen sanat fuarına katıldım. Nasıldı sergi? Ve büyüleyici Paris? Buyurun anlatıyorum:


En sevdiğim şehirlerdendir Paris. Fırsat buldukça giderim. Her zaman, çeşitli sebeplerle gidebileceğiniz ve asla bıkmayacağınız bir şehirdir. Paris’ten vazgeçemeyenler, gidenler veya hiç gitmeyenler, gelin bir de benim gözümden dinleyin Paris’i!


Ekim sonunda Carrousel du Louvre ‘da düzenlenen Art Shopping’de katılımcıydım. Büyük bir mutlulukla gittim Paris’e. Sergim Louvre’da olduğu için; oradan başlayacağım.


Louvre Müzesi dünyanın en büyük ve özel müzelerinden biridir. Meydana bakan balkonuna her  baktığımda Fransa’nın son kraliçesi “Mary Antoinette” gelir aklıma ve onun hazin sonu! Veya 2000’li yılların başında sinemalarda rekor kıran Dan Brown’un ünlü eseri “Da Vinci’nin Şifresi” ni izleyenler bilirler. İzlemediyseniz de mutlaka izleyin derim. Harika bir fildir. İlk girişteki sahne Louvre ‘da çekilmişti. Böylesine ihtişamlı bir ortamda sergiye katılmak, özel bir duygu, anlayabilir siniz beni…


Paris sizin için ne demek derseniz; tarih, kültür, aşk, yemek, müzik, moda, sokaklarında çılgın gibi yürümek demek… Marc Lavoine’in Paris şarkısını adeta yaşarsınız. Her gittiğinizde   farklı bir bölgesinde kalmaya çalışmanızı öneririm, böylece yürüyerek daha iyi tanıyabilirsiniz şehri. Sein Nehri civarında yürümenin, bistrolarında yemek yemenin, şaraplarından içmenin, müzelerinde gezmenin, gökyüzündeki bulutların düzenli ve ihtişamlı binalarla dansını izlemenin verdiği hazzı anlatamam. Benim sergimin hemen öncesinde fashion week vardı, onun ardından
art basel ve art fuarları başlayacaktı Paris in farklı bölgelerinde.
Moda rüzgarından sonra, sanat şehrin her bölgesinde hissediliyordu. İşin gerçeği, fuar olmadan da aynı duyguyu hissedebilirsiniz.  

Paris sokaklarında gezerken sıkılmanız imkânsızdır. Her etkinlik sonrasında şık Paris bistrolarında kendinizi şımartabilirsiniz. Şık ve havalı Parisienlerin arasına karışabilirsiniz. Ben de öyle yaptım.


Paris’in tarihi dokusuna çok uygun olarak, vintage pazarları ve butikleri de çok özeldir. Passy’de
ki  vintage sokağına, ilgilenenler mutlaka bir göz atmalı derim.


Ben sizler için bazı butiklerde renklerine vurulduğum tasarımları derledim. Alışveriş koliklere en azından renk ve tasarım olarak ilham vermek adına notlarımı aldım. Size bir şey itiraf edeyim: Yıllar geçtikçe beni, artık sadece markalar ve tasarımlar etkilemiyor.  Sunumlar, mağaza designları ve sanatla nasıl bütünleştirdikleri etkiliyor.


En beğendiğim örneklerden paylaşımlarımı görebilirsiniz. Geçtiğimiz Mayıs sonunda yine Paris’te idim. Buna örnek Dior modaevini verebilirim. Dior moda evinin harika dekorasyonunu size aktarmak istiyorum.  Görülesi bir dekor, yıllardır kullandıkları kalıpları dekora eklemişler, yaşayan bir müze olmuş. 


Binlerce metrekareye yayılan markanın ihtişamı çok etkileyici. Geçmişten günümüze gelen ve klasikleşen modaevinin, yeni tasarımları da kesinlikle çarpıcı ama dediğim gibi beni artık en çok etkileyen şey ürünlerin sunumu. Yaratıcılığın sonu yok, üstüne konulan her şey etkileyici.


Peki Paris’in simgelerinden, Can Can dansı hakkında ne düşünüyorsunuz? Moulin Rouge ‘da izledim, dönem kostümlerini göreceğimi düşünerek… maalesef çok az yer vermişler, daha çok yetenek gösterisi gibiydi ve tabii ki fotoğraf paylaşılması yasak, sitelerinin linkinden izleyebilirsiniz. Paris’te olmak bir keyif, yemeklerini yemek bir mutluluk… Şık Parisien kadınlarını izlemek ilham verici, gerçekten çok zarifler. Bir Fransız klasiğinden, dünya ikonuna dönüşen Coco Chanel’in sevdiğim bir cümlesiyle Paris seyahat yazımı sonlandırıyorum:


“Dünyada hoşuma gitmeyen her şeyin, mutlaka hoşuma giden bir karşılığı vardır.” Coco Chanel’e katılıyorum ve tercihlerimize göre yaşadığımızı hatırlatmak istiyorum.


Yeni yazıya kadar sağlıkla, mutlulukla ve hoşça kalın.

Tugba YAZICI
Artist & Creative Director
Instagram: @tugbayaziciofficial

Share this article

Recent posts

spot_img

Popular categories

spot_img
Önceki İçerik
Sonraki İçerik

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz