Thursday, September 19, 2024

info@arttmodernmiami.com

Yol Ayrımı

-

|

ArtTModern Miami’nin naif, hassas ve ayrıcalıklı ruhları! Selamlar. Nasılsınız? Ben uzun bir tatildeyim. Ege’deyim. Turkuaz mavisi suları ve insanın içini ısıtan güneşi ile yaz bitmesin dedirten Ege’de.
Bugün sahilde denizi ve insanları izlerken Eylül ayının yazısı kafamda kendiliğinden şekillendi. Eve döndüğümde de hiç ara vermeden yazmaya başladım.

Şöyle ki; “Aynı yolu beraber yürüdüğümüzü sandığımız insanlar, aslında bize sadece gidecekleri yere kadar eşlik ediyor.” Son zamanlarda benim ve çevremdeki herkesin üstünde durduğu sorunsal.
Pandemiden sonra değişen insan ilişkilerinden mi, yoksa aslında gerçekte hep olan, insanın vakti geldiğinde yaşadığı bir şey mi? Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Kimine göre yarı yolda bırakmak ya da bırakılmak olarak algılanır.
Belki yarı yolda bırakılmamıştın. Belki aslında karşındaki kişinin istek ve ihtiyaçlarını karşılayabilecek yeterlilikte olamadın. Belki de ilerlemek, kendini geliştirmek ve güncellemek adına yeterli mücadeleyi veremedin.
Sebep her ne olursa olsun sonuçta insan dönüp dolaşıp bu yol ayrımında kendini bulabiliyor.
Kendini bir toplu taşıma aracı gibi düşün. Araç ilerledikçe bu araçla yolculuğa çıkan birçok kişi olacaktır. Hatta bir Çin atasözü der ki; Bir insanı tanımak istiyorsan onunla yola çık!

Senin için doğru veya yanlış insan olmalarını ancak o yola çıktığında anlarsın. Doğru veya yanlış olmalarının bilincine ancak bu kişilere eşit ölçüde zaman ayırıp, şans vererek varabilirsin. Kimileri senin yol almana, kimileri ise senin yavaşlamana sebep olur. Size de aynı şey olmadı mı?

İşte bu nedenle de hayatımızda yol ayrımları vardır. Yol ayrımları sancılıdır; seni sen kılar. Hatta karşındaki kişinin bile kendisine çeki düzen vermesine sebep olur. Yollarımız bu kişilerle bir sebeple birleşmiştir. Senin ondan alacakların ve öğreneceklerin olduğu gibi, onun da senden alacağı ve öğreneceği çok şeyi olacaktır. Tek fark, birinizin çıktığı bu yolda daha hızlı ilerlemek istiyor olmasıdır. Diğeri ya yerinde sayar ya da biraz daha vakti vardır. Bunu kader ile ilişkilendirenler olacaktır. Bunun kaderle ilişkisi yoktur.

Mesela Tebrizli Şems’e göre ;“Kader, hayatımızın önceden belli olması demek değildir. Bu nedenle; “ne yapalım kaderim böyle” diyerek boyun bükmek cehalet göstergesidir. Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergâh bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatına hâkimsin, ne de hayat karşısında çaresizsin…” (Tebrizli Şems’in 40 kuralından biri)

Bir sabah içinde dünyanı değiştirme hissiyle uyanırsın. Gördüğün bir rüya mı desem, üstün açık uyumuşsun mu desem bilmiyorum ama o sabahtan sonra hiçbir şey aynı olmaz.

Bir başka senle tanışırsın. Hatta bazen yeni seni takdim edersin insanlara. Yeni yollardan, sapaklardan, köprülerden geçersin. Okuduğun kitaplar, sinemada izlediğin filmler, şarkılar değişir. Dur daha bitmedi bi bakarsın yaşadığın şehir bile değişmiş.

Yalnız doğar, yalnız yaşar, yalnız ölürüz. Yalnız olmadığımız yanılsamasını sadece sevgi ve dostluk üzerinden geçici olarak deneyimleriz. İnsan aslında kırılgan ve naiftir. Çoğu zaman geçmişine sıkıca tutunur. Geçmişte yaşayıp, etrafını da bu geçmişin etrafında şekillendirir. Oysa gerçek ben ile tanıştığı gün, geçmiş geçmişte kalır. Bakmaz tekrar arkasına. Çünkü gidilecek yollar, keşfedilecek koca bir orman vardır önünde.
Allah aşkına, hangimiz yakmadık Roma’yı? Mesela ben! Kaç tane Roma yaktım inanın bilmiyorum.
Hangimiz gözümüzün kör olduğu zamanları unutup, her şeye yeni baştan başlamadık? Tarih tekerrür eder de hayatımız etmez mi sanırsın?

Bu nedenle yakılacak Roma varsa yakın, değiştirilecek şehir varsa değiştirin, yeni aşklara kapınızı açın, sebepsiz iyilikler yapın ve lütfen o yeni yola sapın.

Yeni şehir, yeni insanlar, yeni sabahlar ve bambaşka bir sen… İşte artık bağıra çağıra yeni şeyler söylediğin zamanlardasındır. Yüreğinin en kuytu köşelerine gizlediğin kırgınlıklarını geride bıraktığın zamanlar.
Göreceksiniz bu sizin yolunuz. Elbet sizi karşılayanlar olacaktır. Hatta o yol ayrımında size şunu da söyleyebilirler:
Tekrar tekrar aynı şeyleri yaşayıp, farklı sonuçlar beklemekten sıkılanlar kulübüne hoş geldiniz! Başka ne alırsınız?
Yeni tercihlerini yapman için getirilip bırakıldığın bu yol ayrımında korkuya yer yok. Sapla samanın ayrıldığı, hasadın çoktan yapıldığı zamanlar bunlar.

Sana bugüne kadar öğretilen tüm eskimiş köhneleşmiş duyguları arkanda bırakıp, anayasanı tekrar yazdığın zamanlar.

Geçmişte söylediğin yalanları bıraktığın, gölgelerinden sıyrıldığın, kafan dik yürüdüğün benzersiz zamanlar.
Hayatına çektiğin temiz sayfalardan belki de en sonuncusu bu olabilir. Kim bilir?
Artık genç de değilsindir. Genç olmak güzeldir ama tecrübeyle yolcuğu hiç olmamıştır genç olanın. Sen o yoldan gelirken ben dönüyordum o yüzden denir. Önceliklerin farklılaşır, seçimlerin sadeleşir, yalnızlığın artar. Azalırmışsın gibi gelir aslında kendinle çoğalırsın. Bu pencereden bakmayanlarla, işte o yol ayrımında ayrılırsın. Ya o seni bırakır, ya sen onu bırakırsın. İnecek olan kalmasın son durak diye bir ses duyarsın aniden. Yolculuk buraya kadar der iç sesin.

Son kez arkana bakmadan uzaklaşırsın. Bakarsan geçmişe takılıp kalmaktan korkarak, o sırada gözünün önünden film şeridi gibi geçen yaşadıklarını belki de son kez seyrediyorsundur inan.
Valizinde sadece deneyimlerin, tecrübelerin vardır. Aklına ise her akşam uykuya dalmadan tekrarladığın şifa veren düşünceler;

  1. Hak ediyorum!
    Ben hayatımda mutluluğu, bolluğu, sevgiyi ve sağlıklı olmayı hak ediyorum.
  2. Kabul ediyorum!
    Zor durumlardan dersler çıkarmayı, öğrenmeyi ama tüm bunlara ve geçmişe takılıp kalmamayı kabul ediyorum.
  3. İzin veriyorum!
    Güzelliklere, neşeli olmaya, gelen iyilikleri almaya izin veriyorum.
  4. Seviyorum!
    Hayatı karanlık ve aydınlık yanlarıyla, insanları karanlık ve aydınlık yanlarıyla, kendimi karanlık ve aydınlık yanlarımla seviyorum.
  5. Seçiyorum!
    Benim için doğru olanı, üzmeyeni, kırmayanı, içimi aydınlatanı, huzur vereni, yolumu kolaylaştıranı seçiyorum.
  6. Affediyorum!
    Geçmişi bir yük olarak taşımamak için, kendimi özgürleştirmek için, kalbimi yormamak için affediyorum.
  7. Davet ediyorum!
    Hayatıma daha fazla bilgeliği, anlayışı, eğlenceyi, seyahati, yeni dostlukları, heyecan verici deneyimleri davet ediyorum.
  8. Şükrediyorum!
    Görebildiğim ve henüz göremediğim tüm iyilik ve güzelliklere şükrediyorum.
  9. Serbest bırakıyorum!
    Gitmesi gerekenleri, bitmesi gerekenleri, süresi dolanları yenilere yer açılması için serbest bırakıyorum.
  10. İnanıyorum!
    Mucizelere, korunduğuma, sadece doğru olanın hayatıma geldiğine ve doğru olmayanın kendiliğinden gittiğine inanıyorum.
    Bedenim, bedenimdeki hücreler, organlarım bu şifa veren düşünceler doğrultusunda şifa bulacaktır.
    Buna derinden inanıyorum ve kabul ediyorum.

Kamil Çakır

Kaynak: Şamanik Yol (Şifa veren düşünceler)

Share this article

Recent posts

spot_img

Popular categories

spot_img

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here