Perşembe, Kasım 21, 2024

info@arttmodernmiami.com

Cennet Ada Porto Rico’da Düğün

-

|

Bu sefer ki yazım biraz da hayattaki sürprizler ve beklenmedik dostluklar üzerine;

Her şey göçmen kadınlar grubunda gördüğüm bir yazı ile başladı. Genç bir gelin adayı Puerto Riko da evlilik töreni olacağını ve ailesinin vize sorunu nedeniyle düğüne gelemeyeceğini yazmıştı. Düğünde yalnızlık çekeceğini San Juan yakınlarında olup düğüne katılabilecek biri olup olmadığını sormuştu. Birçok kişi altına yorum yapıp “Gurbet de yalnızlık zor İnşallah birileri gelir” yazmıştı. 16 Temmuzda Danimarka’ya gideceğim için 14 Temmuzdaki törene gitmem zor görünüyordu ama yazıdaki his beni çok duygulandırmıştı. Bir yandan ben de Amerika’da yaşayan bir göçmen olarak bu çağrıya empati yapıyor ve gitmek istiyordum. Bir yandan da uzun bir yolculuk öncesi hazırlıklar yapmam gerekiyordu. Durumu bir arkadaşıma anlattım. Ani bir kararla beraber San Juan’a gidip geline sürpriz yapmaya karar verdik. Böylece hem kız tarafını temsil etmiş hem de onu yalnız bırakmamış olacaktık.

Her şey çok hızlı gelişti. Gelin adayı Aylin geleceğimizi yazınca çok sevindi hemen davetiyeyi yolladı ve grupta ki postuna sevincini bildiren bir yazı yazdı. Daha sonra bizimle aynı şehirde yaşayacak olması da çok güzel bir tesadüftü. Bizimki değişik bir tanışma hikâyesi olmuştu iki günlüğüne gittiğimiz için zamanı iyi değerlendirmemiz gerekiyordu. Miami’den San Juan’a 2,5 saatlik bir yolculukla varıp ilk önce otelimize sonra Uber ile Old San Juan’a gittik.

Yol boyunca şoförümüz Miriam’dan adadaki restoranlar hakkında bilgi aldık. Hem onun hem de Turizm Enformasyon ’daki görevlinin önerisi ile San Juan’ın popüler bir mekânı olan Raices Restoranını seçtik. Duvarları Porto Riko manzara resimleri ile boyanmış olan Raices restaurant tıklım tıklım dolu idi. Biz yerel lezzetler denemek istediğimiz için mofongo ve bacalaito ısmarladık. Kızartılmış pirinçten yapılmış bir ezmenin içine isteğe göre deniz ürünleri ya da et, tavuk doldurulup üzerine de isteğe göre sarmısaklı ya da domatesli bir sos dökülerek servis edilen mofongo için biz karides seçtik ama karidesler çok sertti. Toprak testi içinde sıcak olarak getiriliyorlardı. Geleneksel bir Porto Riko mezesi olan morina balığı kızartması bacalaito yemeğinin yağı biraz fazla geldi ama yerli biraları Medalla hoşumuza gitti. Cruise gemilerinin yanaştığı limana yakın olan Old San Juan şehrin en turistik mekânı idi. İspanyolca Duvarlı şehir anlamına gelen bir lakabı olan San Juan’ın eski evlerden oluşan dar ve tek yön sokakları bize Balat semtini hatırlattı. Evler renk renk İspanyol mimarisine sahip olup balkonları ve çiçekli ön cepheleri ile her adım başı sizde fotoğraf çekme isteği uyandırıyordu ama hiç bir fotoğraf maalesef gözle gördüğümüz o güzelliği yansıtamıyordu. Dar sokaklar taşlı yollardan yürüyerek geniş bir alana çıktık. Sağımızda Castillo San Cristobal solumuzda El Morro kaleleri önümüzde ise uçsuz bucaksız bir okyanus uzanıyordu. Sahildeki evlerin bir kısmı 2017 yılındaki İrma ve Maria kasırgalarının izlerini taşıyordu. Bazılarını hiç tamir etmemiş olduğu gibi bırakmışlardı. La Perla Ravelin’de manzaraya bakıp buranın tarihi ile ilgili konulmuş olan levhayı okuduk. Dar bir geçitle gidilen gözetleme kulesinden denizdeki yelken yarışlarına baktık. Sol tarafta uçsuz bucaksız bir yeşillik vardı, çimenlere yayılan koşan uçurtma uçuran insanlar bu güzelliğin tadını çıkarıyordu. Hemen sahilde büyük bir mezarlık yerin altında ise otopark vardı. İlerde kale burçları başladı. Buradan şehri ve plajları görmek mümkündü. Bahçede iguanalar da gördük ve yine bir tepe tırmanarak El Morro kalesinin girişine vardık. Müze giriş bileti 10$ dı, ikinci günde giriş hakkı veriyordu. Müze içinde 15 yıl önce ilk gittiğimde gördüğüm sergileri göremedim. Belki kasırga nedeni ile taşınmıştı. Duvarlar nemden hayli etkilenmişti. Burçlardaki büyük toplar ve kulelerin olduğu yerlerden manzara çok net görünüyordu. Dik merdivenlerden inip üçgen merdiven kulesinden çıktım. Çok yorulmuştuk. Tek yön olan yol çok kalabalıktı. Über fiyatı da yükselmişti neyse ki bir tane bulup 6 odalı villa otelimize vardık. Rosalina isla Verde otelinde resepsiyon yoktu. Gündüz eşyalarımızı bıraktığımız temizlik görevlisi bile gitmişti. Bize telefon ederek verdikleri kod numarası ile anahtarımızı kapıdaki kutudan alıp odamıza vardık. Hava çok sıcak olduğu için çok da susamıştık. Yorgunluktan uyuyakaldık.

Ertesi sabah kahvaltı için San Juan’ın en iyi bistrosu seçilen Bistro Cafe’ye gittik. Bayağı popüler ve kalabalık bir yerdi. Rezervasyonsuz olduğumuz için yine barda oturup omlet ve çay ile kahvaltı ettik sonra ben denize gittim ve suyun çok dalgalı ve tuzlu olması dikkatimi çekti. Yine bir sahil mezarlığının plajın hemen arkasında yer alması da çok garipti. Bu yüzden La isla Verde plajını kolay kolay unutmam.

Bizim aslında bugünkü niyetimiz Amerika Birleşik devletlerinin tek yağmur ormanı olan Yungue ormanlarına gitmekti. Gelmeden önce araştıramamış uber ile gitme planı yapmıştık ama uber bir türlü kabul etmiyordu internette araştırınca gördük ki ormana taksi uber gibi ticari araçların girmesi yasaktı. Ya özel izin almış şirketlerin özel tur arabaları ya da kendi özel aracınızla gidiyorsunuz. Ben 15 yıl önce araba kiraladığım için ormana gitmiş trekking yaparak Mina şelalesine kadar yürümüştüm Gözlem kulesine çıkıp ormanı teleskop ile izlemek nasip olmuştu. Dev yapraklı ağaçlar hala aklımda. Araba kiralamak için çok gecikmiştik. Ayrıca öğleden sonra saat 3’de düğüne davetli idik. Hazırlanıp çıktık.

Uber yolu uzatınca fark ettik ki Antonio’s restoran yerine Antonio’s pizzayı seçmişiz ve ters yöne gidiyoruz. Şoförümüz çok güldü. Neyse sonunda duvarlarında burada yemek yiyen ünlülerin fotoğraflarının olduğu ünlü Antonio’s restorana geldik. Gelin henüz gelmemişti. Damat ve babası bize oturacağımız masayı gösterdi. Kız tarafı olarak sadece biz vardık. Kayınpederi “Birinizin nedime olmasını istedi ”deyince şaşkınlığımız iyice arttı. Biz sadece misafir olacağız derken bir de daha henüz tanışmadığımız gelin bizden bir istekte daha bulunmuştu. Arkadaşım nedime olmayı kabul etti. Damadın abisi de sağdıç olacaktı. La Comparsita eşliğinde gelin damadın babası ile salona girdi. Damadın halası nikâh memurunun sözlerini İspanyolcadan İngilizceye çevirdi. Sonunda karıkoca ilan edildiler ve yüzüklerini taktılar. Gelin nedimesi ile ilk kez tanıştı. Bilirsiniz Amerikan tarzı düğünlerde nedime genelde kızın en iyi arkadaşı olur ama vize sorunu nedeniyle onlar gelemeyince bu görev de arkadaşıma kalmıştı. Sonunda biz de resmi olarak tanışıp sohbet etme imkânı bulduk. Beraber fotoğraf çektirirken sanki daha önce tanışmış gibi rahattık. Dj genelde İspanyolca şarkılar çaldı. Samba ve merengede kalkıp oynasalar da pistin boş kaldığı anlar oldu. Malum bizim Türk düğünlerinde pist hiç boş kalmaz. Masamızda oturan üç kız kardeşle sohbet, yemek derken gelinin isteği ile erik dalı çalındı. Biz de Tarkan’dan Öpücük şarkısını çaldırdık. Onlara Türk usulü dans öğretirken her yaptığımızı taklit etmeleriyle çok eğlendik.

Gelin Aylin, damat Jess ve orda tanıştığımız aile yakınları ile vedalaşıp çıktığımızda Porto Riko usulü bir düğün görmüş olmanın onlara Türk müziği dinletip danslarımızı ettirmenin keyfini yaşıyorduk. Akşam tekrar Old San Juana gidip bu kez gece halini gördük o renkli evler gece bile çok güzel görünüyordu. La Fabrika barında oturarak margarita içtik.

Ertesi sabah San Juan havaalanından Porto Riko’ya veda ederken deprem ve kasırgalara rağmen niye insanlar burada yaşamaya devam ediyor anladık. Hem modernliği hem de Karayipler’in o vurdumduymaz kültürünü harmanlayan adada hayat yavaş ve sakindi. Porto Rikolular kendilerine Boricua diyorlar.

Amerika ‘ya bağlı ama aynı zamanda özerk olan valilikle yönetilen adada vatandaşlar Amerikan pasaportu taşısa da ABD başkanına oy veremiyorlar. Çoğu özelliği ile ABD’ye benzese de değişik uygulamaları var. Örneğin benzin fiyatını 95 cent görünce şaşırmayın. Bu galon değil litre fiyatı Çünkü Porto Riko’da benzin litre ile satılıyor. Halkı İspanyolca konuşuyor ama İngilizce de biliyorlar. 1917 yılında Porto Rikoluları ABD vatandaşı sayan yasa kabul edilmiş, 1946’da bölgeye ilk kez Porto Rikolu bir vali atanmış, 1949’da da vali halk tarafından seçilmeye başlanmış. Porto Riko 1952 yılından bu yana ABD’nin tüzel kişiliği olmayan özerk bölgesi statüsünde. Bölgedeki ana akım iki siyasi oluşumdan biri olan Popüler Demokrat Parti ABD ile mevcut statünün devamını isterken, Yeni İlerleme Partisi Porto Riko’nun ABD’nin eyaletlerinden biri olması görüşüne sahiptir. Porto Riko Bağımsızlık Partisi ise bölgenin ABD’den ayrılarak tam bağımsız bir devlet olması idealini savunmaktadır. 2017 yılında yaşanan “Irma ve Maria Kasırgaları ” da bölgeye büyük zarar vermiş, altyapı tahrip olmuş ve bölgenin tamamına yakınında ciddi oranda elektrik kesintileri yaşanmıştır. Bu durum çok sayıda insanın ABD’ye göç etmesine sebep olmuştur. Porto Riko İspanyolca Zengin Liman anlamındadır. Doğal güzelliği ve insanlarının sıcaklığı ile ünlü adayı görmenizi tavsiye ederim.

Gezgin arkadaşınız Canan

Share this article

Recent posts

spot_img

Popular categories

spot_img

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz