Perşembe, Temmuz 4, 2024

info@arttmodernmiami.com

Pasifik’teki İnci Taneleri, Hawaii

-

|

Canan SEZGİN

Birçok insana en çok nereyi görmek istediğini sorarsınız cevapların çoğunda duyduğunuz yer Hawaii’dir. Bunun sebebi sadece çok güzel ve egzotik olması değildir, çok uzak bir diyar olduğu için gitmenin zor ve pahalı olmasıdır. O nedenle çoğu insan için gerçekleşmesi zor bir hayaldir.

Mesleğim sayesinde ziyaret ettiğim en güzel yerlerden biri olan Hawaii 1785-1893 yılları arasında Hawaii Krallığı olarak yönetilmiş, daha sonra 1898 yılında ABD’nin sömürgesi olana kadar bağımsız Cumhuriyet olarak idare edilmiştir. 21 Ağustos 1959 yılında ise 50. eyalet olarak Amerika birleşik devletlerine katılmıştır. Pasifik Okyanusu’nda 137 adadan oluşan eyaletin başkenti O’ahu adasında bulunan Honolulu’dur. Takımadaların güneydoğu ucunda, kuzeybatıdan güneydoğuya doğru sekiz ana ada vardır: Ni’ihau, Kaua’i, O’ahu, Moloka’i, Lana’i, Kaho’olawe, Maui ve eyalete adını veren adaların en büyüğü olduğu için Big island da denilen Hawaii’dir. Aktif volkanları, Plajları, Kendine has bitki örtüsü, dansları, kültürü ile yıl boyunca birçok turiste ev sahipliği yapar.

Bizde bir alışveriş merkezinin çekilişini kazanan talihlilerle beraber Oahu adasına gidip o sırada çok popüler olan Lost dizi filminin çekildiği mekânları gördük. Dizi çekimleri biz gitmeden 3 gün önce bittiği için çekimleri ve sanatçıları göremedik ama setler için kullanılan çoğu mekânı görme şansı bulduk.

Ben Miami’den beş saatlik uçuşla Los Angeles’a gittim oradan aktarma yaparak altı saatlik bir uçuşla Honolulu’ya vardım. Grup daha uzun bir yolculuk yaparak Türkiye’den geldi. Ben onlardan daha önce vardığım için havaalanında bekleyip grubu karşıladım. Otobüsümüze binerek Waikiki plajlarındaki otelimiz Ohana’ya vardık Hawaii dilinde “Aile” demek olan “Ohana” bizim öğrendiğimiz ikinci kelime oldu. İlki tahmin edebileceğiniz gibi hem “merhaba” hem “hoş çakal” demek olan “Aloha” idi. Her eyalete bir lakap takan Amerikalılar Hawaii’ye de “the Aloha State” ismini takmışlardır.

Sabah kahvaltısında çoğu Uzakdoğulu olan garsonların mükemmel servisi ve arkadaşça davranışları ile güne çok neşeli başladık. İlk gün Hummer Jeeplerle Lost dizisinin mekânlarını gezecektik. Lokal rehberlerimiz geldi ve ciplere doluşarak adayı gezmeye başladık. Honolulu uçaktan da gördüğümüz Diamond head Kraterinin çevresine inşa edilmiş yüksek binalar, lüks otellerle büyük bir şehir görüntüsünde idi. Gittiğimiz yerler ise genelde ıssız plajlar ve doğa parklarıydı. Hummer jeep’leri süren genç rehberler gittiğimiz yerlerde ellerindeki fotoğraf albümünden dizi filmde kullanılan mekânların resimlerini gösteriyor ve hangi bölüm nerede çekildi anlatıyorlardı. Diziyi seyredenler bilir. İlk bölümde uçak adaya düşer. İşte o uçağın düştüğü Mokule’ia Beach gittiğimiz yerler arasındaydı. Artık film çekimleri bittiği için uçağın enkazını göremedik ama plajın güzelliğine bakarken Jack, Sawyer, Kate ve diğer karakterlerin orda yaşadıklarını hatırladık. Onların pozlarının aynısını vererek fotoğraflar çektirdik. Aslında uçak enkazı uzun bir müddet plajda kalmış ama kalabalığın ilgisi yüzünden güneşlenmek ve yüzmek mümkün olmadığı için yerel yönetim Film ekibinden enkazın kaldırılmasını istemiş.

Aramızda ünlü bir gazeteci ve televizyoncu da vardı. Bu gezimiz daha sonra gazete ve Televizyonda yayınlandı. Bu adada çekilen diğer filmlerin mekânlarını da görme şansımız oldu. Bu filmler arasında Pearl Harbour, Jurassic Park, Blue Hawaii, Karate Kid, 50 First kiss vardı. Kate ve Sawyer’in yüzdüğü şelale Waimea Falls Park’ta idi. Filmdeki şelale dijital olarak büyütülmüştü, Orijinali gözümüze küçük göründü. Gruptan bazıları şelalenin aktığı gölde yüzdüler. Yemek molası verdiğimiz Kualoa Ranch ise uçsuz bucaksız yeşilliği ile bizi büyüledi. Dizideki Golf sahası ve Dharma istasyonları burada yer alıyordu. Jin ve Sun’un evlendiği Japonya, Kyoto’daki The Byodo-In Temple’in da bir benzerini inşa etmişlerdi. Kazazedelerin çadır kurduğu Papailoa Beach’de de filmde kullanılan derme çatma barınakları gördük. Nijerya sahneleri ise Waialua Sugar Mills’de çekilmişti. Ünlü Diamond Head Krateri ise Sayid’in Irak sahnelerine mekân olmuştu. Çok güzel bir turdan sonra Waikiki’ye otelimize döndük ve akşam yemeğine gittik. Menüde Mahi Mahi isimli okyanus balığını seçtik. Uzak doğu mutfağının ağırlıklı olduğu eyalette birçok Japon Restoran’ı var. Civarda o kadar çok Japon görüyorsunuz ki kendinizi Japonya’da sanıyorsunuz.

Ertesi gün otobüsle hep beraber gezdik. Hawaii’li yerel rehberimiz bizi karşıladıktan sonra ilk olarak elle yapılan Hawaii Shaka işaretini öğretti. “Gevşeyin”, “Devam edin”, “Teşekkür ederim”, “Her şey harika”, “Sakin olun” demek istediğinizde kullandığınız bu işaret tüm bu dostane mesajları ve daha fazlasını ifade eder. Shaka yapmak için başparmağınızı ve küçük parmağınızı uzatırken üç orta parmağınızı kıvırırsınız.

Adayı gezerken bilgiler veren yerel rehber bize Başkan Obama’nın doğduğu hastaneyi de gösterdi. Pearl Harbour gezisi bizi çok etkiledi. Bildiğiniz gibi 7 Aralık 1941’de Japon ordusu Hawaii Pearl Harbor’daki Birleşik Devletler Deniz Üssüne sürpriz bir saldırı düzenlemişti. ABD Japonya’ya Asya ve Pasifik’teki askeri yayılmasını durdurması için baskı yapıyordu. Japonya Pearl Harbor’a saldırarak ABD filosunu ciddi şekilde durdurabileceğine ve onlara Pasifik ve Güneydoğu Asya’da zaman kazandırabileceğine inanmıştı. Böylece ABD’nin müdahalesi olmadan saldırılarını başlatabilirdi. ABD de buna misilleme olarak Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası attı. İşin ilginç yanı Japonların bir zamanlar bombaladığı adada torunları evler alıp Japon nüfusunun çoğalmasını sağladılar. Resmî lisan İngilizce ikinci lisan Hawaiian olmakla birlikte gittiğiniz her yerde İngilizcenin yanı sıra Japonca yazılar görmeniz mümkün.

Japon saldırısında 2403 kişiye mezar olan Pearl Harbor deniz üssü artık müze olarak geziliyor. Bizde duvarında şehit isimlerinin olduğu USS Arizona anıtını gezdik Utah ve Oklohama anıtlarını gezerken saldırı ile ilgili tarihi bilgileri aldık.

Bir sonraki durak Amerikan topraklarındaki tek kraliyet sarayı olan Lolani Palace oldu. 1882 de Kral Kalakaua tarafından, American florantine tarzında inşa ettirilen bina, 1893’de monarşi sona erdikten sonra 1898’e kadar olan bağımsız cumhuriyet döneminde hükümet sarayı olarak kullanılmıştır. 1962 de ulusal tarihi yer olarak koruma listesine alınmıştır. 1978’den beri müze olarak kullanılmaktadır.

Honolulu’da üçüncü günümüzde alışverişe gittik ve Pasifik okyanusunda yüzdük. Büyük dalgalar nedeni ile yüzmek zordu. Dalgalar sörf yapmaya çok uygun olduğu için çevremizde bir sürü sörfçü vardı. Sokaklarda dev gibi sörf tahtaları ile gezenleri görmek çok normaldi. Sahil boyunca sıralanan dükkânları gezip deniz kabuğu kolyeler, hediyelikler aldık. Gün batımını Hawaii yerli dansları ve müzikleri ile seyredenlerin arasına karıştık. Gruptan birisi nişanlısı için sürpriz bir düğün hazırlamıştı. Gelin hariç hepimiz bu konuyu biliyor ve damada organizasyonlar konusunda yardımcı oluyorduk. Gelinden gizli organizasyon yapmak zor ama eğlenceli olmuştu. Hawaii’de Las Vegas gibi hızlı evlenilen bir yerdi. Ertesi sabah evlenme iznini ayarlayan damat Nikâh memurunun Makuleia plajına gitmesini sağlamış ve valizde sakladığı gelinliği nişanlısına vererek sürprizi açıklamıştı. Bizi düğünün yapılacağı plaja götüren limuzine bindiğimizde gelin “hepinize kızıyordum kendi aranızda be şeyler konuşuyor ben gelince susuyordunuz. Meğer bu planları yapıyormuşsunuz.” dedi. Hawaii’nin ünlü Lei çiçeklerinden yapılmış kolyelerimizle neşe içinde plaja vardık. Lost dizisinde uçağın düştüğü sahil bizim gelin ve damada nikâh mekânı olmuştu. Televizyon haberine de çıkan seremonide başında Lei çiçeklerinden bir taç bulunan nikâh memuru hanım kumların üzerine yine Lei çiçeklerini dizerek bir kalp şekli yaptı ve gelin ile damadın bu kalbin içine girmelerini istedi. Sonra evlilikle ilgili güzel bir konuşma yapıp gelin ve damada o ünlü soruyu sordu. İkisi de “evet” cevabını verdikten sonra ellerine küçük bir oyuncak ayı verdi. “ Bu küçük oyuncağı evde hemen kapının yanına koymanızı istiyorum. Ne zaman birbirinizle tartışıp evi terk etmek isterseniz tam kapıdan çıkarken onu görecek bugünü hatırlayacaksınız. Böylece sevdiğinizi terk edemeyeceksiniz. Ayrıca Hawaii adetlerine göre her beş yılda bir buraya gelip yemininizi tekrarlayıp nikâh tazelemeniz gerekir “ dedi.

Limuzine doluşup akşam yemeği için önceden ayarladığımız restorana gittik. Müzik ve danslarla eğlendik. Hawaii’nin ünlü Hula dansını yapan dansçıları izledik. Hula krallara ve tanrılara adanan dini bir dans olmakla birlikte günümüzde turistlere gösteri amacı ile yapılıyor. Luau ise genellikle eğlencenin eşlik ettiği geleneksel bir Hawaii partisi veya ziyafetidir. Hawaii kültürünün özünü yakalayan, canlı müzik, hula dansı ve nefis bir dizi yiyeceğin sergilendiği heyecan verici bir etkinliktir.

Böylece gezinin sonuna gelmiştik Tüm Oahu adasını gezmiş Lost mekânlarını, Honolulu’yu Pearl Harbor’u görmüş Hawaii eğlencelerine Hawaii usulü düğüne şahit olmuştuk. Waikiki plajlarında yüzmek unutulmaz bir anı olmuştu.

Havaalanında girişte olduğu gibi çıkışta da valizlerimiz x-ray den geçirildi. Adaya dışardan bitki getirmek ya da adanın bitkisini dışarı çıkarmak yasaktı. O nedenle valizler sanki yurtdışından geliyormuş ya da gidiyormuş gibi her defasında aranıyordu. Lost dizisinde john Locke karakterini canlandıran Terry O’Quinn isimli aktörü havaalanında görmek sürpriz olmuştu, hatta aramızdaki ünlü gazeteci uçak beklerken onunla röportaj yapıp daha sonra gazetede yayınladı. Grubumu Türkiye’ye uğurladıktan sonra ben de Miami’ye döndüm. Saatimi altı saat ileri aldım. Türkiye ise Hawaii’den on üç saat ileri de yer alıyor. Hawaii’de Japonların etkileri çok belirgin, sokakta bol bol Asyalı gördük. Japonya’ya 8,5 uçuş saati uzak olan Hawaii adalarında birçok Japon yerleşmiş. Adalar arası Feribot var ama çok dalgalı olduğu için küçük tekne pek yok. Adalılar ve turistler genelde adalar arası uçakla seyahati tercih ediyor. Biz de Maui’ye gitmek için araştırdık. Özel uçaklar uygun fiyata bulunuyor ama tek gün yetmeyeceği için vazgeçtik. Bir daha ki sefere başka bir adaya gitmeyi hayallerimize ekledik. Hawaii turizm cenneti olarak deniz, güneş, tarih, doğa ve kültür arayanları bekliyor. Pasifik’te inci taneleri gibi sıralanan bu adalarda bir numaralı geçim kaynağı Turizm olup yılda 10 milyon civarında ziyaretçi geliyor.

Eyaletin mottosu Hawaii dilindedir. “Ua mau ke ea o ka aina i ka pono” sözleri “Toprağın yaşamı doğrulukla sürdürülür” anlamına gelmektedir. Alfabesi 12 harften oluşan Hawaii lisanındaki Mahalo kelimesi “Teşekkür ederim” ve “Yine görüşelim ”anlamına gelir. Öyle ise hep beraber Shaka işareti yapıp “Aloha Mahalo” diyelim.

Bir sonraki gezide buluşmak dileğiyle…

Gezi sever arkadaşınız Canan

Share this article

Recent posts

spot_img

Popular categories

spot_img

8 YORUMLAR

  1. Harika bir çırpıda okudum keşke bende görebilsem dedim. Inşallah bir gün olur. Yazı dilin gayet akıcı. Gezmeye ve yazmaya devam arkadaşım.🧿💐🍀🐞💝😘🙋‍♀️😻

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz