Pazar, Temmuz 7, 2024

info@arttmodernmiami.com

Kosta Rika; Uzun ve Mutlu Yaşamın Sırrını Bulanların Ülkesi…

-

|

Orta Amerika’nın güzel ülkelerinden birisi olan Kosta Rika yapılan birçok araştırmada dünyanın en mutlu ülkesi seçiliyor. Ordusu olmayan, doğaya ve çevreye önem veren bu ülke gerçekten görülmeye değer. “Costa Rica” İspanyolcada zengin sahil anlamına geliyor. Biz de bu güzel ülkeye gitmeye karar verdik ve 4 günlük bir seyahat için Fort Lauderdale havaalanından yaklaşık üç saatlik bir yolculukla Başkent San Jose’ye vardık ve ilk işimiz araba kiralamak için Rent-A-Car ofisine gitmek oldu. Arabayı daha önce internette ayarlamış ve çok uygun fiyata rezervasyon yaptırmıştım fakat ödeme sırasında çok daha fazla para ödedim. Bunun nedeni Kosta Rika’da vergilerin çok olmasıydı. Devletin etkisi her gittiğimiz yerde ödediğimiz yüksek vergilerle belli oluyordu. Tabii bu da ücretsiz eğitim ve sağlık hizmeti verdikleri için yine halka dönüyordu.

Eğer oraya gittiğinizde araba kiralarsanız internette yazandan daha fazla para isterlerse şaşırmayın. Ayrıca eğer vitesli araba kullanmıyorsanız zorlanabilirsiniz çünkü pek otomatik araba kullanmıyorlar.

Biz işlemleri yaptığımız sırada ofisteki televizyonda deprem haberleri çıkıyordu. Meğerse biz havadayken büyük bir deprem olmuştu. Pasifik kıyılarında tsunami uyarısı vardı. Bu nedenle destinasyonu değiştirip kuzeye Karayip kıyılarına gitmeye karar verdik. San Jose’de kalacağımız Casa Isabella oteline vardığımızda bizi otelin sahibi Hollandalı Robert, Kosta Rikalı eşi ve küçük oğulları karşıladı. Beş tane odası olan küçük butik otel aslında bir villa idi. Sanki akrabalarımızı ziyarete gitmiş ve evlerinde kalıyor gibiydik. Samimi bir ortam vardı. Sabah kahvaltımızı da onlar hazırlıyordu ya bahçede ya da yemek odasında yiyorduk. Bize çatı katı odasını verdiler.

Otel, San Jose tepelerinde olduğu için pencereden bütün şehri yukardan izleme şansımız oldu. Akşam yemeği için de yine otel sahibinin önerdiği bir restorana gittik Kosta Rika yemekleri hakikaten çok doğal ve sağlıklı olarak hazırlanıyor. Özellikle deniz ürünleri ve meyve çok fazla tüketiliyor sağlıklı beslendikleri için çevrenizde aşırı kilolu, obez insanlar görmüyorsunuz. Orada olduğum müddet boyunca mide ve bağırsaklarım çok rahat etti. Bol bol oksijen soludum. Bir başka beğendiğim özellikleri de doğaya ve çevreye verdikleri önem. Çevrede plastik göremiyorsunuz. Dünyanın çoğu ülkesinde açık hava mekânlarında plastik masa sandalye kullanılır. Hâlbuki burada ahşap kullanılıyor. Zaten daha uçakta gelirken fark ediyorsunuz. Her yer yemyeşil. Doğayı ve ormanı koruyorlar. Devlet bu konuda çok büyük yaptırımlar uyguluyor ama halk da kurallara uyuyor. Böylece bol oksijenli temiz havası olan güzel bir ülkede yaşamanın tadını çıkarıyorlar. Diğer orta Amerika ülkelerinin aksine burada suç oranı da yüksek değil. Hatta bu ülkede ordu bile yok sivil ve kırsal muhafız var. Polisi de çok az görüyorsunuz. Kosta Rika, vatandaşlarının gelişimini sağlayacak temel ihtiyaçlara daha fazla para harcayabilmek için 1949 yılında orduyu kaldırmış Bu sayede Kosta Rikalılar temiz içme suyuna, besleyici gıdalara, konutlara erişebiliyor. Bu da insanların sağlıklı bir yaşam sürmesini sağlıyor. Yani burada her şey insanların kaliteli hayat sürmesi üzerine düzenlenmiş.

Kosta Rika para birimi colon ama dolar da kabul ediyorlar. O nedenle pek para değiştirme ihtiyacı duymadık ama colon ihtiyacınız olursa döviz bürosu kullanın. Halk doları bozarken daha az colon verebiliyor.

Gezide ki ikinci şehrimiz olan Karayip kıyılarında ki Limon’a giderken yollarda kasırgadan kalma enkazlar gördük. Öğle yemeğini Rio Danta (Tapir nehri) Restoran’da yedik.

Bizim alabalık lokantaları gibi idi. Aşçı kadın nehirden bizim için tuttuğu balığı kesip, pişirip önümüze getirdi yine Latinlerin vazgeçilmezi olan pilav fasulye ve plantain (bir çeşit muz kızartması ) ile bize sundu. Yolda gördüğümüz bahçesinde kakao ağaçlarının olduğu çikolata yapılan fabrika da ilgimizi çekti. Yol boyu muz tarlaları da gördük Limon limanını ve şehir merkezini de gördükten sonra yine internetten bulduğum Happy Land tatil köyüne vardık. Resepsiyonda kayıt işlemlerini yaptıktan sonra bungalovumuza gitmek için yanımıza verdikleri görevli arabamıza binerek bize yolu gösterdi. Belinde tabanca olması ilgimi çekti. Genelde çoğu orta Amerika ülkelerinde olduğu gibi burada da otel güvenlik görevlileri silah taşıyordu. Ertesi sabah kahvaltı çok ilgimizi çekti çünkü Kosta Rikalılar çok fazla fasulye pilav yiyorlar ve Gallo Pinto dedikleri bu geleneksel yemeği sabah kahvaltısında da tüketiyorlar. Bir okul otobüsüne doluşmuş öğrencilerin otelin havuzuna gelip yüzmesi de çok ilgimizi çekti.

Bir sonraki durağımız yine Karayipler’de küçük bir sahil kasabası olan ama turizm konusunda çok gelişmiş ve güzel plajları nedeniyle bol bol turist çeken Puerto Viejo oldu. Adı İspanyolca eski liman anlamına gelen bu kasabada tam Karayip usulü rahat bir hayat yaşanıyor hatta sokak satıcıları hemen tezgâhlarının yanına kurdukları hamaklarda dinleniyorlardı. Plajlar ücretsiz ve çok güzeldi. Turist doluydu ama burası çok mütevazı hatta fazla gelişmemiş diyeceğimiz bir kasaba idi. 

Denizin berraklığı ve temizliği sayesinde çok keyifli bir şekilde yüzdük. Akşam yine yollara düşüp bu kez Guapiles’de Salamanca otelinde kaldık. Bu oteldeki tecrübemi de ömrüm oldukça unutmayacağım. Otelin bahçesine kocaman bir havuz yapmışlar ama yüzme amaçlı değildi. Süs havuzu idi. Kazlar, ördekler yüzüyordu. Gece onların gürültüsünden bağırmalarından zor uyuduk.

Kosta Rica’ya gidip yağmur ormanlarını görmeden dönmek olur mu? O nedenle ertesi gün Atlantico parka gittik. Giriş biletlerini internetten indirimli almıştım. Önce aerial tram denilen bir kaç kişinin oturabildiği teleferiklerle ormanları yukarıdan gezdik. Aşağıda gezinen hayvanları gördük. Yağmur durmak bilmedi. Daha sonra bize özel kıyafetler giydirdiler. Başımıza miğfer taktık. Yağmurluk giydik. Görevliler bize emniyet ipi bağladılar. Cepheye giden askerlere benziyorduk. Kamyonlara doluşarak zip line yapacağımız alana geldik. Canopy zip line’da sadece bir tek zip hattı yok. Birden fazla hat ve platform durakları var. Biz de bu durakların arasını tekerlekli makaralara bağlanan çelik halatlardan kayarak gittik Böyle dokuz tane istasyona adeta uçarak gittikten sonra adrenalin tepesi denilen son istasyona geldik. Bu istasyondan uçarak kayma sırasında adrenalimiz tavan yaptı. Çünkü hem çok uzun sürdü hem de yukardan aşağıya hızla kayarak neredeyse nehire düşecek gibi olduk. Bir yandan da yağmur yağmaya devam ediyordu. Kosta Rika’ya gitmek isteyenlere özellikle tavsiye edeceğim bir numaralı etkinlik diyebilirim, hakikaten çok eğlendik. Çok büyük heyecan ve keyif yaşadık. Dönerken az önce geçtiğimiz köprüyü suyun bastığını gördük. Araç o suya giremeyeceği için bir müddet orada bekledik. Sonra bize özel bir araç yolladılar ancak onunla geri dönebildik. Her yeri su basmıştı ve geçerken herkes çığlıklar atıyordu. Çok zor geçtik. Bu bir park gösterisi değildi. Gerçeğin ta kendisi idi. Sel tehlikesi atlattık ve büyük heyecan yaşadık. Ana girişe dönünce kurulandık, ıslak giysilerimizi değiştirip yollara düşerek karanlıkta San Jose’ye döndük Casa Isabella’ya ulaştığımızda evimize dönmüş gibi mutlu olduk. 

Ertesi sabah Robert bize Kosta Rika usulü kahvaltı hazırladı. Önce meyve sonra tortilla üzerine fasulye ezmesi ve yumurta koyarak yine buraya özgü bir kahvaltı getirdi. Kosta Rika da meyveyi yemekten önce yiyorlar aslında sağlık açısından da mantıklı. Yemeklerin üstüne meyve yediğinizde, meyve midedeki yiyeceklerle temas eder ve denge bozulmaya başlar. Böylece gaz ve şişkinlik ortaya çıkar. Oysa Aç karnına meyve yemek, sinir sistemini düzenler. Cilt sağlığına olumlu etkiler sağlar.

Otel evimiz gibi idi çok sevmiştik, daha sonra tekrar gitmek için araştırdığımda kapandığını öğrendim. Eğer açık olsaydı sizlere gönül rahatlığıyla tavsiye ederdim. Robert ve ailesine veda ettikten sonra kiralık arabayı teslim etmeye gittik ve havaalanına ulaştık. Check in işlemleri ve güvenlik geçişi kolay oldu. Çoğu orta Amerika ülkesinde olduğu gibi burada da çıkış vergisi adı altında bir ücret alıyorlar ve bunu nakit olarak istiyorlar. Onun için yanınızda her zaman nakit bulundurmanız iyi olur. Bir de tam uçağa binerken çantaları elle bir kez daha aradılar ve kremlerime el koydular. Sebep olarak da “zip lock naylonuna koymamışsın” dediler. Bu sebep bana saçma geldi. Çünkü sakıncalı bulup eledikleri şeyi aslında bir naylona koysaydım yanıma almama izin vereceklerdi. Naylon torbaya koymadığım için zorluk çıkardılar. Doğaya bu kadar önem veren Kosta Rikalıların tam giderayak benden naylon torba kullanmamı istemelerine de ayrıca şaşırdım.

Uçaktan yemyeşil ormanlara bakarken doğanın bu kadar güzel korunmasına bir kez daha hayran kaldım ve Kosta Rikalıların bol bol kullandığı “Pura Vida” yani “saf hayat” ifadesi aklıma geldi. Genellikle  “hey!”, “naber?”, “nasılsın?”, “kendine iyi bak”, “güle güle”  demek için selamlaşmalar, iyi dilekler veya vedalaşmalarda kullandıkları bu ifade aslında onların hayata bakışını da çok güzel bir şekilde özetliyordu. Hayatı sade, mutlu ve katkısız yaşıyorlar. Kim bilir belki de bu nedenlerle çoğu araştırmalarda dünyanın en mutlu ülkelerinden biri çıkıyorlar. Çok zengin değiller ama sokakta evsiz de yok. Doğanın içinde doğal besleniyor temiz hava ve bol hareket ile sağlıklı bir ömür sürüyorlar. Uzun yaşamanın sırrı olan sağlıklı beslenme, bol hareket, iyi bir uyku, aile bağlarının güçlü olması ve kendi deyimleri ile ‘plan de vida’ yani ‘hayat planı yapmak’ ve hayatta bir amaç için yaşamak gibi şartları yerine getirdiklerinden olsa gerek yaşam süreleri de uzun oluyor.

Kosta Rika şu anda dünyadaki beş Mavi Bölgeden birine ev sahipliği yapıyor. Mavi Bölgeler; dünyada insanların daha uzun ve sağlıklı yaşadığı bölgelerdir. Bu bölgelerdeki insanlar daha yavaş yaşlanır ve yaşlandıkça daha yüksek bir yaşam kalitesine sahip olurlar. Özellikle mavi bölgelerden biri olan Nicoya Yarımadası’nın çok sayıda 100 yaşını geçmiş insana ev sahipliği yaptığı tespit edilmiştir. Bu nedenle birçok Amerikalı emekliliğini geçirmek için Kosta Rika’dan ev almaktadır.  Mental olarak da sağlıklı olan bu bölge insanı spritüal olarak doymuş bir şekilde 100 yaşına ulaşıyor. Dünyanın en düşük orta yaş ölüm oranı da bu bölgede. Benim de yaşamak için seçebileceğim bir yer. Amerikan hayat tarzına bunca yıl maruz kaldıktan sonra bilmiyorum orada bir mucize ile ömrümü uzatabilir miyim?

Kosta Rika pahalı olmaması, güvenli ve temiz olması ayrıca vize istememesi nedeniyle rahatlıkla gidip gezebileceğiniz bir ülke. Kesinlikle tavsiye ederim. 

Gezi sever arkadaşınız…

Canan Sezgin

Instagram: @cansez2013

Share this article

Recent posts

spot_img

Popular categories

spot_img

2 YORUMLAR

  1. BA YIL DIM Canan’ım, kalemine sağlık, anlatımınla insan kendini bir an bile olsa oraya gitmiş gibi hissediyor. Hem tebrik ederim hem de çoooook teşekkür ederim.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz