Hepsinden kaçmak gerektiği konusunda hemfikiriz diye düşünüyorum. Zira kaçmazsak ilişkinin en güzel anında kendimizi kapının önünde neden her şeyin tepetaklak olduğunu düşünürken bulabiliriz. Issız adamlara hepimiz aşinayız diye yazmaya başlamak istiyorum ama yine de ben ıssız adamların kim olduğunu bilmeyen o şanslı azınlığa da küçük bir bilgilendirme vereyim ki yazımın devamında da hepimizin aynı noktada olduğuna emin olalım.
Issız adamlar bağlanmaktan kaçınan, ilişkilerde sadece kendi duygularına önem veren, bir şeylerin ciddiye gitme ihtimalini görünce, deyim yerindeyse kaybolan çekici bireylerdir. Bu “ıssız adamları” ıssız adam yapan faktörler genelde çocuklukta yaşadıkları aile ilişkileri sonucu oluşan kaçıngan davranış biçimleridir. Ebeveynlerden görülen ihmalkârlık, yaşanılan ebeveyn kaybı sonucu oluşan kaybetme korkusu gibi durumlar günümüz ıssız adamların var olmasına etkili olmaktadır. Bu bireyler hayatlarındaki sıkıntıları ve problemleri kendileri üstlenmeye alışkın olduklarından herhangi bir kişinin hayatlarına girip onlara destek olma, yanlarında olma fikrine şüpheyle ve genelde korkuyla tepki vermektedirler. Bu korkunun içinde kaybetme korkusu büyük bir rol oynamaktadır. Sizi kendinden uzaklaştırmak ve tekrar o konfor alanına girmek ister. Kaybedecek kimsesi olmadığı o güvenli ortamını görememek onu huzursuzlaştırır. Sizi potansiyel bir tehlike olarak görmeye başlar ve işin kötü yanı bunların hepsi bilinçaltı tarafından verilen bazı tepkilerdir. Yani onu karşınıza alıp konuşmak, sizin küçük tatlı, şirin mi şirin hayaliniz olarak kalır. Hayatında sanki bir misafirmişsiniz gibi günün sonunda destek olmak istediğiniz o ıssız adam zaten çoktan ortamı terk etmiştir ve bunu öyle bir hızla yapmıştır ki belki de hızından başınız dönmüştür.
Bu şöhreti, bu uyumdan dolayı borçludurlar. Böyle durumlarda size sadece bir Advil ve güzel bir kutu dondurma önerebilirim ama kaybolan hevesinize ne kadar iyi gelir bilemiyorum.
Neyi yanlış yaptım sorusu kafanızda uçuşuyor olabilir: Yeterince destek vermedim mi. duygularımı doğru ifade etmedim mi, yoksa duygularımı fazla mı ifade ettim? Öncelikle bilmenizi isterim ki, her şeyi doğru yapsaydınız ıssız erkekler doğrudan rahatsız ve tedirgin olurdu. Bu yüzden kendinizi suçlamamanızı öneririm. Yaşadıkları bu kriz tamamen onları ilgilendiriyor ve onları zaten seviyor olmanız streslerinin ana sebebi. “Yani, ıssız bir adamla asla ilişki kuramaz mıyım?”
Hiçbir şey imkânsız değildir ama şunu sormak isterim; Emin misin? Karşınızdaki kişinin bu çabaya değeceğini düşünüyor musunuz? Sizi onunla ilişki kurmaya iten faktörleri düşündünüz mü? Çünkü sizinki de başka bir travmanın sinyali olabilir. Karşı tarafa takıntılı olma ihtimalini ortadan kaldırdınız mı? Sorunlu aile ilişkilerinin bir sonucu olan bu ıssız adam takıntısının çocukluğunuzla hiçbir ilgisi olmadığından emin miyiz? Belki ihmalkâr davranışlar size çocukluğunuzdan tanıdık geliyordur ve ilginizi çeken şey bu aşinalık duygusudur? Tamam, kesinlikle haklısın, seni çok sorguladım, sen sadece ıssız adamını isteyebilirsin. Sonuçta ne kadar çekici olduklarını inkâr edemeyiz değil mi?
Kendinize sevgiyle bakın, bir sonraki yazımda görüşmek üzere…
Modern Cadı