Herkese merhabalar,
Kırmızı Halı sendromu diye bir şey varsa ben onu geçirdim sevgili okuyucularım. Yoksa da, ben onu icat ettim şuandan itibaren. “Başımıza icat...
Bir yaş olup düştüm gözünden,
Sonra yanağında bir buseye dönüştüm,
Damla damla aktım teninden,
Onca yaşanmış yıl, şimdi paramparça!
Gidiyorsam, bir nedenim var,
Defterler dolusu hatıralar dahi sararmış,
Yitik, yorgun,...
Şiirlerime bir şey oldu dostlar...
Birdenbire havalanan kuşlar gibi
Her an gelecekler diye beklerken,
Korktuğum başına geldi!
Artık duymuyor kulaklarım kafiyeleri,
Kuşlar gibi diyorum ya işte!
Gözlerim görmüyor dizeleri,
Şiirlerim göçmüşler...
Geçen...
Çöp kamyonlarını görürsün, geçip giderler sokaklardan.
Keşke acılarını da alıp götürebilselerdi, değil mi?
Ama gelmez öyle bir kamyon.
Hayat, dağılan parçaları görmeni ister,
Ve seni o parçaların içinde...
İnsanlar,
Güzellikleri için kullanılıp,
Sonra bir kenara atılanlar…
Bir güzellik denizi, tersine akıyor,
Nehirlere karşı,
Geriye doğru yolculuk ediyor
Hiç nehir kalmayana dek…
Kuru, çıplak,
Nehir’in yatağında…
Hayal edebilir misin?
Eder miydin?
Unutulmuşların, çirkinlerin arasında,
“Terk...
Gönül işi diyorlar sevmeye,
Sineme sarsam seni.
Gizli gizli sevmek mi sahi?
Elma yasakken Âdem koparmış ta
Bana mı düşmüş saklamak?
Yarın ölsem benden geriye
Hatıralarım,
Ve kızlarım kalır.
Anam kesin ağlar,
Babam...