Herkese Merhaba,
Öncelikle ARTTMODERNMIAMI gazetesinde yer almanın son derece heyecan verici olduğunu belirtmeliyim. Filoloji eğitimimin yanısıra her zaman ilgi duyduğum ve bana çok büyük katkısı olan reklamcılık ve medya sektörü üzerine aldığım eğitim birleşince uzun yıllar farklı sektörlerde deneyim kazandım. Medya ve yayıncılık hayatıma 2019 yılında yoğun bir şekilde girdi. Aynı yıl, aralık ayında Mavi Yolculuk isimli kitabımı çıkardıktan sonra, Mavi Rota isimli denizcilik dergimi yayın hayatına kazandırıp, bizzat editörlüğünü yapmaya başladım. 2023 senesi itibarıyla dijital platformda devam etmek üzere hazırlıklar içindeyim.
ARTTMODERNMIAMI GAZETE köşemde sizleri mavi yolculuğa çıkaracağım. Dünyanın farklı seyahat rotalarından ve denizcilik dünyasından sizleri haberdar edeceğim.
Burada ilk yazımda sizlere eski çağlardan günümüze kadar gelmiş denizci gelenekleri ve batıl inançlarından bahsedeceğim. Biraz da mitolojiden bahsedeceğim. Konumuz için araştırma yaparken karşılaştığım bazı inanışlar ve bu inanışlara uyulmadığı takdirde olanlar oldukça ilginç! Öğrendikçe beni de çok şaşırttı.
Deniz bilgisi; yüzyıllarca süren gelenekleri, ritüelleri ve batıl inançları kapsar. Bazıları günümüz teknolojisi ve biliminin ışığında ilginç ve eğlenceli bir hal almış olup, denizde uzun zaman geçirenler için ciddiye alınması gereken inanışlardır. Bu batıl inançların çoğu eski zamanlardaki denizciliğin tanımının denizle kaptan arasındaki acımasız bir savaşı olup, tayfanın da bu işin bir parçası halinde kaderlerine boyun eğmiş, karşılarına çıkan her türlü sembol ve işareti takip edip bu mucizelerden ortaya çıkan inanışları gelenek haline getirmek olmuştur. Gelin hep beraber göz atalım! Bunlar nelermiş:
Denizciler tekneye ya da gemiye her zaman sağ ayakla girmelidir. Bu yolculuğun ya da seyrin çok iyi geçmesine yardım edecektir. Sol ayakla girilmesinin kaza getireceğine inanılır. Sol ayakla girilmesi halinde tekneden çıkıp tekrar sağ ayakla girilmesinin olası bütün kötülükleri önleyeceğine inanılır. Bu yüzden sağ ayak çok önemli! Tekneye iyi şans ve bereket getirmesi için teknedeki tüm direklerin altına, madeni para koyma geleneğinin eski Roma dönemine kadar uzandığı söylenir. Günümüzde tekne yapımı hakkında izlediğim bazı yabancı videolarda bu geleneğe şahit oldum. Seyir sırasında şapka kaybetmek, o yolculuğun uzun süreceğine işarettir. (Lütfen şapkalara dikkat edelim!) Teknede ya da gemide muz bulundurmak kötü şans getirir. Özellikle 18.yüzyılda gemilerde bulundurulan muz zehirli örümcek ve yılanları tekneye çektiği için ölümler olmaktaydı. Bu inanışın kaynağı bu durumu önlemekti. O yüzden kötü şans getirmesinden ziyade tedbir amaçlı bir inanış olsa gerek.
Teknenin ismini değiştirmenin kötü şans getireceğine inanılırdı. Eğer değiştirilecekse de bunun bir törenle yapılıp deniz tanrılarının haberdar olmasını sağladıktan sonra gerçekleşmesini, aksi takdirde onların tekneyi fırtınalardan ve olası diğer tehlikelerde koruyamayacakları yönündeydi.
Teknenin isminin bir kâğıda yazılıp kutuya konduktan sonra kutuyla beraber yakılıp küllerin denize savrulması gerekir. Eski ismin teknede yazılı olduğu her şeyi tekneden atmalı özellikle ismin yazılı olduğu minderler, yastıklar ve usturmaça kılıfları gibi. Sıra tekneye yeni isim koymaya gelmiştir. İsim silmenin hemen ardından uygulanır. Bir şişe şampanya veya köpüklü şarap önden batıdan doğuya denize dökülür. İçinden tekne sahibi ve eşi birer kadeh
içerler. Daha sonra deniz tanrıları Poseidon ve Neptün’den kolayına rüzgâr ve sakin deniz dilenir. Günümüzde yine bu geleneğin devam ettiğine hem yerli hem de yabancı tekne sahiplerinin yaptığına bizzat şahit oldum. 1 Nisan’da seyre çıkılmasının felaket getirdiği, sebebinin ise; Adem peygamberin oğlu Kabil’in o gün katledilmiş olması olduğuna inanılır. Bu geleneğin günümüzde hala uygulandığına dair şüphelerim var. Teknenin yanından geçene el kaldırmak âdettendir. Selamlaşma seyrin her daim iyi geçmesini sağlar. Geçen sene gerek Akdeniz gerekse Ege’de çıktığım seyirlerde bol bol yan teknelerle selamlaştık. 🙂 Rüzgarı çağırmak için denize para atılır. İnanışa göre; deniz tanrısı Poseidon’dan para karşılığı rüzgar satın alınır. Özellikle yarış öncesi rüzgârı bekleyen yabancı yelkenciler tarafından yapıldığını gördüm. Teknede bulunanların pruvaya sırtlarını dönerek konuşmalarının uğursuzluk getireceğine inanılır. Bu inanışın uygulandığına yaptığım seyirlerde rastlamadım. Teknede kedi bulundurmak iyi şans getirir, ancak kediyi kızdırmak fırtınayı çağırır. Eski çağlarda kedilerin tekneyi fırtınalardan koruyan gizli güçleri olduğuna inanılırdı. Kedi teknede hapşırırsa, yağmur yağacağına işarettir. Teknede evcil hayvan bulundurmanın (özellikle kedi) zorluklarını bizzat denizcilerden dinlediğim için iyi şansı başka türlü çağırmanın yollarını bulmalı!
Teknede ıslık çalmak uğursuzluk getirir. Sebebi ise; eski çağlardan beri ıslık
çalmanın fırtınalara neden olacağına ve şeytanı çağıracağına inanılıyordu.
Teknede kişinin ıslık çalması denizi düelloya çağırması anlamına geldiği için
ıslık çalmak iyi değildir. Normalde karada iken de ıslık çalmak iyi değil derlerdi eskiler, dikkatli olmak lazım:) Teknede yeşil giymek kötü şans getirir. Nedeni ise eskiden seyir halindeyken ölen deniz subaylarının gözleri bağlanarak geri getirildiğinde bedenleri yeşil küfle kaplanmış oluyordu. Kaza anında bulması kolay olduğu için denizciler özellikle kırmızı renkli kıyafetleri tercih ediyorlardı. Bu durum kutuplara seyahat eden denizcilerde sıkça gözlemleniyor. Teknede tutulan balık sayılırsa o gün başka balık yakalanamaz. O yüzden sayılmaması tavsiye edilir. Tabii şansı yaver gidip birden fazla yakalama fırsatı olursa!
Yeni tekne alanların, tekne denize inmeden önce bir çift ayakkabı alıp denize atmasının o tekneye esenlik getireceğine inanılır. Teknede çiçek kötü şans işareti olarak sayılır. Eğer çiçek varsa, derhal denize atılması tavsiye edilir. Sebebi ise çiçeklerin cenazeyi ve mezarlıkları çağrıştırmasıdır. Tekne ziyaretine giderken çiçek almamaya dikkat ediyoruz. Seyir esnasında yunus ve kırlangıç görmenin iyi şans getireceğine inanılır. Özellikle İstanbul’da yapılan seyirlerde yunusları sıkça görmek mümkün. Seyir halindeyken denize taş atmanın fırtına getireceğine inanılır. Denemesi bedava:) Teknede iskele tarafından arkaya bakmak kötü şans getirir. Bu inanışın çok ayrıntı olduğunu düşünüyorum.
Eğer bir denizcinin altın küpesi varsa, asla boğulmayacağına ve bir sonraki hayatında tekrar denizci olarak dünyaya geleceğine inanılır. Tüm denizcilerin uygulaması gerekir diye düşünüyorum çünkü bir kez denize açılıp mavi özgürlüğü tadan kişinin dahi denizci olmaktan vazgeçeceğini sanmıyorum. Perşembe günleri seyre çıkmanın kötü şans getireceğine inanılır. Sebebi ise; Perşembe gününün fırtınalar tanrısı Thor’u temsil ettiği varsayılır. Günümüzde uygulandığına şahit olmadım. Teknede çayı bıçakla ya da çatalla karıştırmak kötü şansı çağırır. En iyisi hiçbir şekilde karıştırmadan içmek, ne olur ne olmaz:) Denizcilerin dövme yaptırmasının onlara her daim iyi şansı getireceğine inanılırdı. Bu inanışın da tercih meselesi olduğunu düşünüyorum.
Denizcilerin ve balıkçıların karşılaştığı tehlikeler nedeniyle, denizde güvenlik ve şans konusunda sizlerin de okuduğu gibi bazıları
biraz tuhaf görünse de sayısız batıl inanç var. Muzları yasaklamaktan tekne ismi değiştirme ritüeline kadar, Avrupa’nın eski yelken batıl
inançlarından en sevdiğim seçimleri çeşitli kaynaklardan sizler için seçtim. Çoğu artık geçerli olmasa da bazılarının hala denizcilerin
aklında kaldığını tahmin ediyorum. Umarım ilginizi çekmiştir.
Pruvanız Neta, Rüzgarınız Kolayına Olsun.
Maviliklerde görüşmek üzere
Banu DEMİR
Mavi Rota Dergisinin kurucusu ve Editörü
İstanbul-Bodrum-Göcek , TÜRKİYE
Instagram: @bluevoyage_blueroute
Kaynaklar
www.oldsaltblog.com
www.boaterexam.com