Vücudunuz “Garip” Hissettiriyorsa
Hiç aynaya bakıp “Artık kendim gibi hissetmiyorum” dediğiniz oldu mu? Yalnız değilsiniz.
Belki ne kadar uyursanız uyuyun kendinizi hep yorgun hissediyorsunuz. Belki beslenmenize dikkat ettiğiniz halde kıyafetleriniz dar geliyor. Belki ruh haliniz sebepsiz yere değişiyor, saç fırçanız alışılmadık şekilde doluyor ya da sindiriminiz bir türlü yoluna girmiyor.
Kadınlar bu şikayetlerle bana geldiğinde, çoğu zaman tiroitleri onların dikkatini çekmeye çalışıyor oluyor.
Tiroit, bağışıklık sistemi bozulmaya başladığında genellikle ilk alarm veren organdır. Bu yüzden ona “maden ocağındaki kanarya” deriz — hassas, tepkisel ve vücutta daha derinlerde bir sorun geliştiğinde hemen sinyal verir.
Çoğu kişinin bilmediği şey şu: Tiroit problemleri genellikle sadece tiroitle ilgili değildir. Daha çok, vücudun otoimmün hastalıklar için verdiği erken uyarı sistemidir. Bunu görmezden gelmek, yangın alarmını susturup uyumaya devam etmek gibidir.
Tiroit: Küçük Ama Güçlü (ve Hassas)
Tiroit, boynunuzda bulunan kelebek şeklinde bir bezdir ve metabolizmayı, enerjiyi, ruh halini, beyin fonksiyonlarını, adet döngüsünü ve hatta vücut ısısını düzenler. Kısacası, düzgün çalışmadığında her şey bozulmuş gibi hissedersiniz.
Aynı zamanda vücuttaki en fazla bağışıklık aktivitesi olan dokulardan biridir. Bu da onu strese, toksinlere, besin eksikliklerine ve enfeksiyonlara karşı son derece hassas hale getirir (PMID: 15650357). Bu nedenle, tiroit hastalıkları özellikle 30-50 yaş arası kadınlarda daha sık görülür. Hormon değişimleri, bağırsak sorunları, kötü uyku ve stres bu süreci tetikleyebilir.
Tiroit ve bağışıklık sistemi her zaman “iletişim halindedir”. Stres, toksinler veya enfeksiyonlar arttığında — tiroit sessizleşir.
Tiroit Neden İlk Etkilenen Organ Olur?
Tiroit neden diğer organlardan önce sinyal verir?
- Yüksek kan akışı vardır. Tiroitin zengin damar ağı, onu dolaşımdaki toksinler ve iltihaplanma sinyalleri için hedef haline getirir.
- Besinlere çok ihtiyaç duyar. İyot, selenyum, çinko, demir, B vitaminleri ve tirozin olmadan tiroit düzgün çalışamaz. Stres, emilim problemleri ya da kısıtlayıcı diyetler onu savunmasız bırakır.
- Benzersiz bağışıklık “bayrakları” taşır. Tiroglobulin ve tiroit peroksidaz (TPO) gibi özel tiroit proteinleri, otoimmün hastalıklarda sıkça hedef alınır. Bu nedenle Haşimato tiroiditi, dünya genelinde en yaygın otoimmün hastalıktır (PMID: 20103030).
Beyin sisi, kırılgan saçlar, anksiyete veya kilo değişimi gibi “rastgele” hissettiren semptomlar? Genellikle tiroidin SOS sinyalidir.
Tiroit ve Otoimmün Bağlantısı
İşin püf noktası şu: Tiroit bir otoimmün saldırıya uğradığında, diğer otoimmün hastalıkların gelişme riski de artar. Otoimmün hastalıklar nadiren tek bir organla sınırlı kalır.
Zamanla Haşimato hastalarında şu durumların da geliştiğini gördüm:
- Romatoid artrit
- Çölyak hastalığı
- Sedef hastalığı veya egzama
- Pernisiyöz anemi
- Otoimmün gastrit
Tiroit işlev bozukluğunu erken yakalamak bu gidişatı değiştirebilir.
“Ama Tahlillerim Normaldi…”
En sık duyduğum şikayet bu. Yorgunsunuz, kabızsınız, saç dökülüyor, zihniniz bulanık — ama tahliller “normal” çıkıyor.
Bu, çünkü geleneksel testler genellikle sadece TSH ve bazen T4’e bakar. Oysa tiroit sağlığı hakkında tam bilgi edinmek için şu testler gerekir:
- TSH
- Serbest T3 ve Serbest T4
- Ters T3
- TPO antikorları
- Tiroglobulin antikorları
TSH yükselmeden yıllar önce Haşimato başlayabilir. Antikor testleri, bağışıklık sisteminin saldırısını standart testlerden çok önce tespit eder.
Bağırsak–Tiroit–Bağışıklık Üçgeni
Bağışıklık sisteminizin %70’i bağırsakta bulunur. Bağırsak bariyeri zayıflarsa (“sızdıran bağırsak” olarak bilinir), gıda proteinleri, toksinler ve patojenler kana karışır. Bazıları tiroit dokusuna benzediği için bağışıklık sistemi hem bu maddelere hem de tiroitinize saldırır. Bu duruma “moleküler taklit” denir ve otoimmün tiroit hastalığının ana nedenlerinden biridir.
Bağırsak sağlığını desteklemek, tiroit iyileşmesinde çoğu zaman eksik parçadır.

Şu Anda Ne Yapabilirsiniz?
İyi haber: Tanı konmasını beklemek zorunda değilsiniz. Tiroit ve bağışıklık sisteminizi bugünden itibaren koruyabilirsiniz.
- Erken ve kapsamlı test yaptırın. Sadece TSH ile yetinmeyin.
- Bağırsağınızı iyileştirin. Sindirimi öncelik haline getirin, enfeksiyonlarla ilgilenin, probiyotik, prebiyotik veya fermente gıdalar (toleransınıza göre) ekleyin.
- İltihabı azaltın. Antikorlar varsa gluten, süt ürünleri, şeker ve tohum yağları gibi yaygın tetikleyicileri çıkarın.
- Gerekli besinleri alın. Selenyum, çinko, magnezyum, D vitamini ve demir özellikle önemlidir.
- Stresi ilaç gibi yönetin. Yürüyüşler, nefes egzersizleri, günlük tutma gibi günlük sinir sistemi dengeleyicileri bağışıklık sistemini sakinleştirir.
Son Söz
Tiroitinizi vücudunuzun erken uyarı sistemi olarak düşünün. Fısıldamaya (ya da bağırmaya) başladığında, dinleme zamanıdır.
Bozuklukları erken yakalamak sadece enerjinizi korumakla kalmaz — ileride oluşabilecek otoimmün hastalıklar zincirini de önleyebilir.
“Yaşlanıyorsunuz” diye düşünmeyin. Sinyal alıyorsunuz.
Fonksiyonel tıpta biz bu sinyalleri takip eder, kök nedenine ulaşırız.
Sağlıkla kalın,
Katherine Roy, MS, APRN, FNP-C
Kaynaklar:
Antonelli, A. et al. (2015). Autoimmune thyroid disorders, Autoimmunity Reviews, 14(2), 174–180.
Weetman, A. P. (2004). Cellular immune responses in autoimmune thyroid disease, Clinical Endocrinology, 61(4), 405–413.
Muzza, M., & Fugazzola, L. (2017). Disorders of the thyroid gland in infancy, childhood and adolescence, Nature Reviews Endocrinology, 13(10), 568–580.
Rose, N. R., & Bona, C. (1993). Defining criteria for autoimmune diseases, Immunology Today, 14(9), 426–430.
Wiersinga, W. M. (2016). Environmental factors in the pathogenesis of autoimmune thyroid disease, Endocrinology and Metabolism, 31(2), 213–222.